Rüzgârı okumasını bilenler demişti yazar, hayata dair her şeyi bilirler
Benimse kuzey rüzgârı geçiyor içimden,
Sıcak kahvemde yudum yudum hatıralar
Erguvanlar vapurun tuzlu dumanını soluyor,
Yıllar önce ölen ihtiyarların kahkahaları mı bunlar
Fısıltısı mı harap ahşap konakların, yalnız çınarların
Yanı başımda sen, kör ve sağırsın, aysar bir hikâyenin peşinde
Mırıl mırıl söyleşen rüzgâr da sana dokunmuyor sanki
“Onu namütenahi seviyorum” diye haykırıyorsun
Palas pandıras bir neşe esintiye karışıyor, akıyor tutkusunda boğaza
Soğumuş fincanımla, deniz rüzgarlarının ortasında yapayalnız
Hatıralarımın peşinde öylece bekliyorum
Kapatsaydım fincanımı, ay doğar mıydı hanemde?
Işın Güner Tuzcular
Şiirlerdeki devrik , “kapalı ” sayılan deyişleri, ben şahsen çok tutarım. Rahmetli dostum Cemal Süreyya Papiruslu günlerimde bendenizi zehirlemişti.
Orta boy bir paragrafla yansıtılacak olanı, birkaç kelime ile rafine olup, fazlasını verirler.
Yetmez , okurunu o anda hayal zengini ediverir, hani,şiir gibi şiir tadını verirler.
Bana göre, sizin bu “RÜZGARI OKUMAK” şiirinizde, tadını çıkardığımdan bir haylisi var.
Yüreğinize sağlık.
Tebrikler.
Uğur G.
BeğenBeğen
Çok teşekkürler Uğur Bey.
İlk şiirim. Evet şiirdeki o tek kelime ile bir parağraf anlatmayı sevdim zaten 🙂 Neyya’da İki haftada bir şiir çalışmaya başladık. Daha yazacağım umarım. Selamlar Işın Tuzcular
BeğenBeğen