Rüzgârı okumasını bilenler demişti yazar, hayata dair her şeyi bilirler

Benimse kuzey rüzgârı geçiyor içimden,

Sıcak kahvemde yudum yudum hatıralar

Erguvanlar vapurun tuzlu dumanını soluyor,

Yıllar önce ölen ihtiyarların kahkahaları mı bunlar

Fısıltısı mı harap ahşap konakların, yalnız çınarların

Yanı başımda sen, kör ve sağırsın, aysar bir hikâyenin peşinde

Mırıl mırıl söyleşen rüzgâr da sana dokunmuyor sanki

“Onu namütenahi seviyorum” diye haykırıyorsun

Palas pandıras bir neşe esintiye karışıyor, akıyor tutkusunda boğaza

Soğumuş fincanımla, deniz rüzgarlarının ortasında yapayalnız

Hatıralarımın peşinde öylece bekliyorum

Kapatsaydım fincanımı, ay doğar mıydı hanemde?

Işın Güner Tuzcular