Telaşını soluyarak yürüyorum caddenin

Çalıyor zillerini tramvay, yarıyor kırmızı gövdesi insanları

Dalgalanarak yürüyor ayaklar granit caddede.

Karmakarışık, şıkışık, alışık

Canlı, kıpır kıpır, şıkır şıkır

Parıltılı bir Cumartesi İstiklal’de

Şile bezi pamuk şekeri elbisem efil efil

Pek bir şen şakrak Çingene müzisyenin ritmi 

Ayaklarım ritmi ile dans ediyor müziğin

Uzamalı Maraş dondurması gibi, esnemeli

Parıltılı bu Cumartesi İstiklal’de

Tek kare işidir fotoğraf.

Bir öncesini bir sonrasını aratmayacak tek kare

Işığın heybetli ve mütevazi profesörü Sabit Usta

Anlatıyor Türkiye’nin üstündeki ışığı

“evkatı seviye” cetvelleri, mahalli saat farkları

Vizorüm sonsuz, zihnim ışıl ışıl…

Ayaklarım ritmi ile dans ediyor müziğin

Parıltılı bir Cumartesi İstiklal’de

Seminerin ortasında geliyor haber

Çay ocağının oradan bir çığlık

Sonra fısıltılar, tekrar bir çığlık

Karanlık yutmuş ışığı

Kül ve duman doldu sanki etraf

Şiir yandı dediler, şair kesif duman

Müzik yandı dediler, aşık kül

Yanık her yer yanık

Yandım, yanarım

Işın Güner Tuzcular