Şiir : Louise Glück
Çeviren : Işın Güner Tuzcular

Gece kuşattı beni nihayetinde;
Yüzdüm üzerinde, belki de içinde,
ya da taşıdı beni bir nehrin
Taşıdığı gibi tekneyi ve aynı anda
Yukarılarda girdaplar
Yıldızlarla dolu ama yine de karanlık.
Uğruna yaşadığım anlardı.
Hissettim dünyanın üzerinde o gizemli yükselişimi
Eni konu imkânsız bir amel
Sadece mümkün kılmadı düşünceyi aynı zamanda da bitip tükenmezdi
Sonu yoktu, benim de yoktu, hissettim,
Bir şey yapmak gerek. Her şey
Benim için mi gerçekleşmeli, yoksa bana mı yapılmalı ?
ve eğer olmadıysa, o zaman
Kayda değer sayılmazdı
Balkondaydım.
Sağ elimde bir kadeh viski vardı.
İçinde iki küp buz eriyordu.
İçime işlemekteydi sessizlik
Gece gibiydi ve anılarım da yıldızlar
Doğal olarak, anıların içinde sabittiler
Bakabilseydik eğer gökbilimciler gibi
Görürdük, cehennem ateşlerini andıran sonlanmayan ateşleri
Kadehimi demir korkuluğa koydum.
Aşağıda nehir parladı. Dediğim gibi,
Her şey parıldıyordu—yıldızlar, köprü ışıkları, önemli
Binalar ki nehrin üzerinde nihayet bulmuş gibi görünen
ve sonra tekrar eden, insanın emekleri
Doğa tarafından tahrip ediliyor.
Zaman zaman gördüğüm üzere, akşamın gezinti tekneleri; hala kalabalık,
Çünkü gece hâlen sıcak
Bu benim çocukluğumun büyük gezisiydi.
Nehir kenarında bir çay partisiyle neticelenen kısa tren yolculuğu,
Teyzemin bizim gezintimiz dediği şey
Tekne kendiliğinden karanlık su üzerinde ileri geri hareket etti
Teyzemin elindeki paralar kaptanın eline geçtiğinde
Biletimi teslim aldım, her seferinde yeni bir numara.
Sonra tekne akıntıya girdi.
Kardeşimin elini tuttum.
Anıtların birbirini takip etmesini izledik
Her zaman aynı sırayla
Böylece geleceğe taşındık
Daimî yenilenmeler yaşarken.
Tekne nehrin yukarısına doğru ilerledi ve sonra gerisin geriye döndü.
Zaman içinde hareketlendi ve sonra
Tersine çevirmesiyle zamanın, bizim istikametimize olsa da,
Her zaman ileriyi gösterdi, pruva sürekli
Suda yol açıyor.
Dini bir tören gibiydi.
İzleyenler duraladı
bekliyorlar, gözlüyorlar,
ve işte bütün mesele, gözlemek
Şehir sürüklendi,
Yarısı sağ tarafta, yarısı solda.
Şehrin ne kadar güzel olduğunu görün,
Derdi teyzem bize. Çünkü
Işıl ışıldı şehir ya da belki de, çünkü
Birisi basılı kitapçıkta bunu yazmıştı.
Daha sonra son trene bindik.
Genelde uyudum, kardeşim bile uyudu.
Köy çocuklarıydık, bu yoğunluklara alışık değildik.
Teyzem, siz çocuklar bitkin düştünüz dedi.
Sanki tüm çocukluğumuza egemendi
Bu tükenmişlik.
Trenin dışında baykuş sesleniyordu.
Eve vardığımızda ne kadar da yorgunduk.
Çorabımla yatağa yattım.
Gece çok karanlıktı.
Ay yükseldi.
Teyzemin elinin korkulukları kavradığını gördüm.
Büyük heyecan, alkışlar ve tezahürat,
Diğerleri üst güverteye tırmandı
İzlemek için, yeryüzünün okyanusta kaybolmasını
Not : Bu şiir Louisa Glück’ün Faithful and Virtuous Night adli son şiir kitabından Midnight şiirinin tercümesi