Hayatımı geri istiyorum!

Biliyordum dün geceden, baykuş dolandı durdu balkonumun etrafında. Bir ben gördüm, bir de karşıki M blok 9. Katta oturan zat. Kim bilmiyorum, sokakta görsem tanır mıyım bilmem. Hep camın yanında oturur, sofanın karşısına diktiği dev plazmanın ışıkları o evde her gece parti var hissini uyandırır. Oysa bir eli çenesinin altında hep. Elini çekmeden baktı, izledi baykuşu o da, sonra bakıştık bir süre, o kadar.

Ey bilge baykuş! Hakkında ne dedikodu kazanı dönüyor biliyor musun acaba?

Vatsap mesajları dolup taşmış, ama ne! Bakmayacağım, varsın yürüsün, bir kazan da benden olsun.

Sabah ne sessiz karşılamıştı beni oysa. Fırtına öncesi sessizlikmiş meğer.

İçeriden gelen tıkırtıların faili annem. Kahvaltıyı beklerken mahsus çıkardığı servisim gecikti serzenişleri bunlar.

Kahvaltıyı hazırlıyorum anne, şimdi kalktım.

Kızım limonlu su da koyuver, midem ekşiyor bugün.

Tamam anne, çayına da limon koyuyorum.

Çay içmeyeceğim bugün, akşamki çay bulaşık suyu gibiydi, sabah demlediğini mi verdiydin bana? O ekşitmiş olmalı midemi. Sen bana domates, biber, peynirli tabağından hazırla yiter.

Ay, lütuf ediyor sanki. Bu pandemide ehli keyif bir o var, bir de Sarı Sarman zaten.

Sarman bakışıma cevap veriyor, bacağıma sürtünüyor. Hadi diyor, çıkart beni! Eskiden dört duvar, bir balkon otururken, sayemde her gün bahçe gezintisi edinir oldu. Kısır olmasa çoktan yavrulamıştı. Sarmaş dolaş hep, ya ben! Ah özledim evimi, yavrularımı, doya doya öpüp koklayasım var.

Bir kahve koyuyorum kendime. Annem kızıyor kahve içmeme. Hem dişleri sarartıyormuş, hem de lüküsmüş. Kendi cebimden ona yaptığım masrafları düşünesi yok.

Süt az kalmış, domatesler de büzüşmüş, onları dolaba koydurmuyor hanım annem, arkadaşı söylemiş, vitamini gidermiş buzdolabında. Ben bilmezmişim, Zülfiye bilirmiş. Bilge Zülfiye!

‘Hayat geriye doğru anlaşılır, ancak ileriye dönük yaşanırmış.’

Kızım telefonda mısın yine, iki domates istedim.

Getiriyorum anne, tepsiye koyuyorum, çiçek de koyuyum mu yanına?

Anlayacağı yok, yaşlandıkça idini besler oldu. Hayatını eve adamış, evdi, kocaydı, çocuklardı derken dış dünyaya yabancı kalmış, ego hali bile tam gerçekleşmemiş.

Babamın gözünün içine nasıl bakardı, ellerini havaya kaldırır, “Allahım önce benim canımı al” derdi.

Yok öyle sevdiğinden falan değil, babasız büyümüşlükten. Dedem çapkınmış biraz, vurmuş kapıyı çıkmış bir gün, gidiş o gidiş. Sonra ne aramış, ne yoklamış, ne para göndermiş. Erkeksiz kaldık der, dövünüp dururmuş ninem, yine de hep beklemiş dönecek diye. Konu komşuya muhtaç yaşmaktan, 16’sinde evlendirmiş annemi. Annemler 3 kızmış, onun için gitti babanız dermiş. Oğlunu yere göğe koyamayışı bu yüzden annemin. Daha görmedim oğlunun gelip yokladığını, iki ihtiyacını görse razıyım ama yok. Yine de ağzından dolu dolu bir oğlum çıkar.

Ben ne kızımı, ne oğlumu ayırt ediyorum şükür. Ama nasıl özledim. Ne zaman bitecek bu pandemi, ben ne ne zaman evime döneceğim? Bilge baykuş sen biliyor musun?

Odasının içi mis gibi sabun kokuyor. Dün komşunun yardımcısını perdeleri yıkatacağım diye aldı, iftara kadar sildirmediği cam, ovalatmadığı koltuk, halı bırakmadı. Bir de pazarlık ediyor parasını verirken. Ben üstüne koyunca, bir kavga da buradan çıktı. Midesi bu yüzden ekşimiştir. Babam ölünce emekli maaşı ona kaldı ya, aman ne kıymetlidir, harcamaya eli varmaz. Benim cebimden çıktığını söyledim de rahatladı biraz.

Beni düşünse az, onu bu kısıtlamalarda ele güne bırakmamak, yalnız koymamak için gelişime kadir kıymet vermeyi geçtik, az gönül alsa razıyım.

Domatesleri görünce dudağını nasıl da büzüveriyor.

De hele ne diyecen?

Ne diyim, hanı kocan ne demeye gitti köyüne, anası bellemez mi beni, köyünün yoğurdundan da mı gönderemez?

Yok senin için gitti köye.

İşten atmış patronu he mi, beceriksiz çıktı damat, kısmetimde bu da varmış.

Evet anne, işten çıkarıldı çünkü işyeri kapandı, maaşları da ödenemedi. Herkes sen mi aybaşında trink para çekecek. Sağ olsun yine de köyden para gönderiyor bak. Oğlum da çalışıyor şükür.

Torunuma laf ettirmem. Bana bi ges kodu çıkartmadın, oğlum bi tıkla çıkardı

Hes kodunu napıcan anne?

Zülfiye’yi kızı arabasıyla götürüyor, gezdiriyor, ses ediyom mu?

Seni de gezdirsin madem, ben Bim’e gidiyorum.

Eyi çık, büzük domates alma.

Aman iyi ki attım kendimi dışarıya. Çift maskemi geçirince rahatım ya, millet birini bile takmaya üşeniyor, sinir oluyorum. Telefonum çalıyor o sırada, lise arkadaşım Rezzan, kızıyor, mesajlara bakmamışım, akşam zoom üzerinden görüşecekmişiz Küçüksu grubuyla. Tamam diyorum. Kendini bu gruba atalı sınıf atlamış sanıyor, beni niye taktıysa peşine. Ben emekli maaşında, evinde, gücünde bir öğretmenim. Telefonuma bakıyorum Y. S. Küçüksu, 28 mesaj. Bayanlar baylar yüksek sosyete Küçüksu bu akşam zoom da buluşuyor. Basına kapalıdır!

Kendi kendime gülebiliyorum rahatça, maskenin bu avantajı da var.

Bim kalabalık yine, elim limonlara giderken oğlum düşüyor usuma, bi limonata hazırlayıp veremedim çocuğuma işe giderken, tembihliyorum ama yapar mı kendine? Gözümün önünde değil ki bileyim. Ya kızım, bir yandan dersleri, bilgisayar da alamadım, tabletten yükseköğrenim…

Domateslere uzanırken sağ köşedeki kadına ilişiyor gözüm. Bizim gruptan Süslü Zeynep değil mi o? İnanamıyorum, gözlük taksa da tanıdım onu, paylaşımlarındaki oksijen sarısı saçlarından. Zenginliğinden, gezdiğinden tozduğundan anlatır durur. Makro’da her aradığın bulunmuyormuş. Vah vah! O yüzden mi buradasın?

Eyy yüksek sosyete neler gördük biz!

Evet eğlenceli başladı zoom, yanılmamışım, işte Zeynep karşımda, yüzüne bir vişne çürüğü Mac ruj koymuş.

Nasılsın, aman ne zor hayat, iyi ki böyle görüşebiliyoruz, artık zoom yorgunluğu oluyormuş insanlarda, dikkatli olmalıymışız, muhabbetler, sanırsın her şey yolunda, işler güçler tıkırında, söz döndü dolaştı bana geldi. Hissetmiş miydim yoksa, beni mi masaya yatırmaktı amaçları?

Ah canımlar, yememişim, içmemişim, oğlumu okutmuşum, şimdi bir şantiyede işçi olarak çalışıyormuş. “İyi ki çalışıyor.” dedim. Aman aldığı ücret ruj parasıymış Zeynep’in.

Ruj mu dedin? Ben seni Bim’de meyveleri seçerken gördüm bugün naber. Allah bilir ruju da kasa arkasından alıyorsun. Dikkat et kasa arkası bayat olabiliyor.

Yalancı

Şüpheli sosyete seni…

İnanmayın

Bim’de miydin gerçekten?

Rujun gerçekten de kalitesiz Zeynep.

Tüü, rezil oldum komşularıma, bu ne çığırtı böyle, azgın karılar!

Anne sen ne ara kalktın, gider misin odana?

Annen bize nasıl böyle konuşur!

Ne terbiyesizce sözler!

Dur hele, Saniye’nin kızı mı bu sıçan? Kızıyla damadı evlerini kapatıp başına çöreklenmiş.

Nerden çıkardın anne?

Zülfiye söyledi, döğünüyomuş anası.

Kızınla damadın yurtdışında yaşamıyorlar mıydı Zeynep?

Kolay değil tabii, ev ev üstüne…

Hiç bahsetmedin Zeynep, böyle duymasaydık.

Zoom’dan çıkmak zorundaydım. Annemi dâhil etmem büyük terbiyesizlikmiş. Söyledikleri yenir yutulur değilmiş.

Açmayacağım mesajları. Kudursunlar, kaynasın kazan. Balkona çıkıyım bakıyım baykuş orda mı, ordaysa onun da benden çekeceği var bu akşam.

Alev Ramiz