64 kilometre uzunmuş muktedirin tankları
Şeytanın kaos senfonisi yükselmekte her silah sesinde,
Nihayetsiz çığlıkları sirenlerin,
Acımasız bir zamandı, çoğu genç öldü
Avrupa’nın en derin metrosu demişti rehber Kiev metrosu için
En kuytu, en karanlık köşelerde insanlar büzüşmüş, korkuyla
Sarılıyor ipek sarı saçlı kız köpeğine, gönlü kırık tüm duaların
Babası, ıssız, soğuk sokaklarda, eli tetikte
Ürpertici bir satranç hamlesi nükleer santraller
Nihayetsiz çığlıkları sirenlerin
Hıçkırıklarına karışıyor göçmen -Suriyeli- tekstil işçisinin
Kaçacak, sığınacak başka limanı da kalmadı onun
Acımasız bir zamandı, çoğu genç öldü
Meydanlarına, taş binalarına, yeşilliğine,
Geniş caddelerine, neşeli kalabalığına
Hayran olduğum Kiev’de sokaklar bomboş
Ölümünü bekliyor bir kent diyor haber yorumcusu
Odessa’dan Türk öğrenci bağlanıyor yayına sonra da
Ekmek bulmak, su bulmak öyle zor ki diyor
Tıp öğrencisi son senesiymiş
Soğukta tahliye treninden indirilen Afrikalı öğrenciler
Çaresizce bekliyorlar, yok sayılmak kaderleri
Medeniyet dediğin o tek dişi kalmış canavar
Yasaklıyor Modern Rus Edebiyatı seminerlerini
Alsın Dostoyevski’yi, Venedikt Erofeev’i çalsın başına Ruslar diyor
Online Amerikan Üniversitesi
Şaşkınlığım dönüşüyor kızgınlığa, Özgürlükler ülkesiydi öyle mi?
Şeytanın kaos senfonisi yükselmekte her demeçte, her yaptırımda
Çok değil daha üç yıl önce
Akasyalar arasında, yağmurun altında
Yürüyorduk, ıslak ama neşeli
Sürgündeki Puşkin’in yürüdüğü yollarda
Odessa tozu soluyorduk müzenin labirentlerinde
Aleksandr Kuprin’i okumuştum bir salonda
Sasha duyduğu her melodiyi çalardı kemanıyla
Deribasovskaya caddesinde her ulustan kahkahalar
Gürcü mantısı yemiştik bir Azeri lokantasında
Güzel Odessalı kıza karşılıksız aşık
Mayakovski bir köşede boynu bükük
Ahmedova’nın yıldızında şiir okurken onu da aradı gözlerimiz.
Ya Babel’e ne demeli?
1940’larda gizli polisin alıp götürdüğü,
Kırık gözlüğü
Bir vitrinde Edebiyat müzesinde,
Acımasız bir zamandı, acımasız bir zaman
Sasha dönmüştü savaştan elleri kopuk,
Veda etmişti kemanına, düşlerine
Kaos senfonisi doruğa çıkmış, kanla beslenen kapitalizmin çarkları durmadan dönüyor
Para piyasaları normale dönmüş, hisse senetleri yükseliyor
Barışı heceleseler de fısıltıyla, çıkıp bağırmaya yok kimsenin niyeti
Güneşsiz günlere gebe bu ilk bahar…
Issızında yüreklerin, hadsiz bombalar patlamakta
Barışın ve aydınlığın efsunu yetmiyor
Rubailer her ölüm üstüne, aşk şarap unutulmuş metronun dehlizlerinde
Şeytanın Kaos Senfonisi
