iki çocuktuk dünden bu güne
iki nehir sürükledi bizi
içkin yazdan bir bardak su verdim
asma yaprağından kemer bağladım
sevdiğim kadınların beline

çakıl taşını sürüklüyor gözyaşı
ülkemizin dağlarından kopan köpükler
esrik bulutları mayalamış havada
dostluk marşı bestelemiş çoruh nehri
sıra sıra zümrüt gözlü kadınların evleri

hep aynı pencereden baktığımız için
renkleri getiremedik yan yana
yattığımız damların hepsi bel verdi
eskiden kar basardı bizim köyleri
şehirlerin adını yazardık gözleri kapalı

yazını kışını bilirdik ezbere
sözcüklerin evreniyle buluşamadık daha
çam oluktan su içenlerin dağlarından
bir bulut havalansa kıyamet kopar
aynı göklerin altındayız oysa

bakır kaplara sürdüm gün ışığını
ocaklara düşen acıdan kararmış baca
bir sen kaldın kıyıdan köşeden açan sarı çiğdem
baharı görmeden yazına geçen mevsimleri
erzurum üzerinden çevirsem zap suyuna

Mehmet Rayman