-Tıpkı bir filmin yakın planda çekilmiş karesinde başrol oyuncularının az sonra tesadüfen karşılaşacaklarını içten içe sezinleyen izleyici koltuğunda oturmayı yeğleyeceğim tanışmamız daha ilk saniyesinde beni etkisine almış, gözlerimin içine bakan bir çift maviliğe en ufak direnme belirtisi göstermeden teslim olmuştum. Konuşması, yaptığı espriler, yaşama karışmayan belki daha çok, dâhil olmadan da sürdürülebileceğini imâ eden davranışları tümüyle bana yabancı olduğu halde bu durumu zıtların birliği olarak yorumluyor, beni şaşırtan her eyleminde yeni bir şeyler keşfetmenin olağanüstü heyecanıyla doluyordum. Çiftsiz girilmeyen davetlerin kapılarında başıboş beklerken artık yanımdaki büyük boşluğu son hızla dolduran bu adamla kalabalıklara karışıyor, ona her geçen gün daha çok bağlanıyordum. Ellerimiz buluştuğunda yüreğim yerinden kopacak gibi oluyor, dudaklarım dudaklarında erirken bedenimden yayılan titreşimler sanki yapraklara, ağaçlara, kuşlara, güneşe, yıldızlara dek ulaşıyor, bu kavuşma anını törensel bir şenliğe çeviriyorlardı. Yıllar boyu süren yalnızlığımın doymak bilmeyen susuzluğuyla bana sunulanları kana kana içiyordum.
-Neden bunu yaptığını anlat, nasıl tanıştığını değil!
-Yalnızlık nedir bilir misin komiser? Akşamları eve her gelişinde kimse seni karşılamaz, sen de gelmeyecek olana kapıyı açamazsın. Gününün nasıl geçtiğini ya da sana kötü hissettiren şeyleri paylaşıp rahatlayacağın kimsen yoktur. Öyle böyle görüştüğün kişiler de kendi dünyalarının kalabalığı içindedir. Şiirin omuzuna yaslanmak düşer aklına. Turgut Uyar’ın Geyikli Gece‘ sindeki sesler ok olur, yüreğine ince ince batar. Uzanıp kendi yanaklarından öpmeyi denersin. Kalbin mi incindi, aklına yıllar önce ölen annen baban mı geldi, izlediğin filmdeki kadın gibi hiç sevilmediğini mi düşündün, gelsin ağulu gözyaşları. Yalnızlığın ateşi en çok geceleri yükselir komiser.
-Bırakalım bu şâirane konuşmaları da sadede gelelim. Neden yaptın?
-Tahterevalliyi hatırlarsın değil mi komiser? Sen de çocuk olmuşsundur, sen de onun üzerindeyken kahkahalarınla her yeri çınlatmışsındır. İşte yaşamıma katılan öyle bir şeydi ki sanki dünya kurulduğundan beri bir ucunda yapayalnız oturduğum tahterevalli sonunda havalanmıştı. Yukarı çıkarken bulutlara dek ulaşan başım, aşağı doğru her inişimde duyduğum ürperti, ayaklarım yerle buluştuğunda bir kez daha bulutlara kavuşma coşkusuyla tüm gücümle ittirdiğim toprak; herşey ama herşey sonsuz bir kahkaha, hiç bitmeyeceğini sandığım eşsiz bir melodiyle dolmuştu. Beni her yeni gören uzak, yakın tanıdıklar gözlerimin başka başka baktığını, bambaşka gülümsediğimi söylüyordu. Ne yazık ki -gerçekten ne yazık ki- dünyanın son gününe kadar dinleme, söyleme hevesinde olduğum şarkı bir anda sustu. O gün, tesadüfen telefonda yaptığı konuşmayı duyduğum o kara gün beni, önce beklenmedik bir anda gelen ölüm haberi şaşkınlığına ardından da sessizliğine sürükledi. Halama artık işinin bittiğini, parasını istediğini söylüyordu. Gözlerine öyle bir bakışım varmış ki onu yiyeceğimi düşünüyormuş. Elimi her tutuşunda midesi bulanıyor, kusacak gibi oluyormuş. Kiralık sevgili rolü buraya kadarmış. Onun gibi iyi oyuncular böyle şeylerle zaman kaybetmemeliymiş. 90 küsur yaşındaki zavallı halam yalnızlığıma çare bulmak için başka bir yol bulsunmuş. Şimdi anladın mı neden yaptığımı komiser?
-Güzel yavrum neler mırıldanıyorsun öyle? Ne komiseri? İyi şeyler düşünmeye, bir an önce iyileşmeye çalış. Göreceksin, her şey çok güzel olacak.
-Tahterevalli kırıldı halacığım, her parçası tuzla buz oldu. Kuşlar hala, sahi kuşlar nasıl da özgürler değil mi?
-Bütün gece sayıkladı durdu doktor hanım. Gündüz gelen ziyaretçiler hep neden diye sorup, durdular. Kendinde olmasa da onları duyuyor gibiydi. Durumu gittikçe kötüleşti.
-İş arkadaşlarından başka yakını yok muymuş?
-Uzakta yaşayan yatalak bir halası var. Haber vermek için aradım.
Kafası zehir gibi çalışıyor. Perişan oldu kadıncağız.
-Son gelen laboratuvar sonuçlarını kontrol edeceğim. Ne içtiğini bulmalıyız. Ha bir de, hiç bir ziyaretçiyi odaya sokmayın. Özellikle şu herkese sürekli oyuncu olduğunu söyleyeni…
Gülayşen Erayda