26 Kasım 1934’te Denizli’de doğan Cengiz Bektaş

yüksek mimar, mühendis, ozan ve Evrensel gazetesi’nde yazar.

İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi İç Mimarlık, Mimarlık bölümlerinde okudu, 1959’da Münih Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünü bitirdi. 1960’ta Alman Şehircilik Akademisi kurslarını izledi. 1959-62 yılları arasında Münih’te Prof.Dr. Fred Angerer ve Alexander Baron von Branca’nın ortak oluşturdukları bir büroyu yönetti. Serbest Mimar olarak çalıştı. 1962’de yurda gelerek, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı.

Cengiz Bektaş 1950’de, Denizli’de yayımlanan yerel gazetede yazdığı köşe yazıları ile yazın yaşamına girdi. 1954’te DGS Akademisi’ndeki, Bedri Rahmi’nin seçici kurulda olduğu şiir yarışmasında birincilik kazandı. 1960 yılında Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türkçe Dergisi’nde Bektaş’ın şiirlerini ilk kez yayımladı. 

Şiirleri on altı dile çevrildi. Şiir betikleri ile birlikte mimarlık, kültür konularını işleyen 106 yapıtı vardır. Yurtdışında, yurt içinde sayısız toplantıya katıldı, bildiriler verdi.

Bir dönem Uluslararası PEN Türkiye Bölümü 2. Başkanlığı, altı yıl Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneği Başkanlığı, altı yıl Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanlığı yaptı.

Bir şiiri ile kendisini uğurluyoruz.

Gözlerimi Kapatsam

gözlerimi kapatsam
cenneti düşünürüm
denizliyi görürüm
haney evleri
bahçeleri bağları
elmayı narı
ak kara dut
erik
kavakları ya kavakları

ak toprak kokusu duvarın
içime çekerdim
nereden anımsadım şimdi

kapatsam gözlerimi
cenneti
denizliyi görürüm
arıkları ya arıkları
içinde çocukluğum yalnayak

kumruları duyarım
ağustosböceklerini
karınca katarları
horozları ya horozları
nereden anımsadım şimdi

gözlerinizi kapatsanız
cenneti düşünseniz
çocukluğumun denizlisini
görmediniz ki
göremezsiniz

Cengiz Bektaş

Ailesinin cenaze törenine ilişkin notu :

Sevgili dostlar, birçoğunuzun duyduğu doğru; ne yazık ki sevgili Cengiz Bektaş’ı yitirdik. O’nu uğurlarken yanımızda olmak istediğinizi biliyoruz. Bunu biz de isterdik ama bildiğiniz gibi zamanın tuhaf bir aralığından geçiyoruz. Böyle bir aralıkta O şöyle derdi; “Kalben burada olduğunuzu biliyorum, n’olur gelmeye kalkmayın”. Elçiye zevâl olmaz. Lütfen O’nun bu isteğine uyun ve O’nu anmak için iyi bir zamanda buluşmak üzere sevgiyle ve sağlıkla kalın.

Ailesi