(d. 9 Ocak 1930, İstanbul – ö. 14 Temmuz 1995, Ankara)

Şişli Terakki Lisesi’nde ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde okudu. Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü’nde, Ankara Radyosu Dış Yayınlar Bölümü’nde çalıştı. 1963-64’te Rockefeller Bursu’yla Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde bulundu. 1974’te Hacettepe Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. İlk yazısı 1950’de, ilk öyküsü de 1952’de Seçilmiş Hikâyeler Dergisi’nde yayımlanan Bilge Karasu, 1963 yılında D. H. Lawrence’ın The Man Who Died (Ölen Adam ) kitabının çevirisiyle Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü’nü, 1971’de Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı’nı, 1991’de Gece kitabı ile Pegasus Ödülü’nü ve 1994’te Ne Kitapsız Ne Kedisiz‘le Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’nü aldı.

Bilkent Üniversitesinin 2010 yılında düzenlediği “Bilge Karasu Sempozyumunda” Talat Halman, Bilge Karasu’nun önemli bir yazar olacağını 1951 yılında henüz Bilge Karasu, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde okurken sezdiğini belirterek, genç Bilge Karasu’yu şöyle anlatıyor; “Yirmi bir yaşında, on parmağında on sanat, kafasında kütüphane. Türkçe, İngilizce, Fransızca, (annesinden) Rumca, (babasından) İspanyolca, İtalyanca, Almanca… Sekiz dilin yanına bir de Japonca eklemiş ama bülbül gibi değil diye üzülüyormuş, ayrıca istese piyano virtüözü olabilecek kadar iyi piyano çalıyormuş, ama o, tercihini edebiyattan yana kullanmış.”

Karasu’nun birçok tür içinde yer alabilecek yapıtlarında (roman, öykü, şiir, günlük, deneme, metin, radyo oyunu, libretto) ilk dönemlerinde modernist ve dahası postmodernist yazı anlayışını benimsedi.

Bilge Karasu, kariyerinin başında sanat eleştirileri, özellikle resim alanında yazılar da yazmış. Talât Halman’ın deyişiyle “aydınlar aydını, tek başına aydınlanma çağı.”

Bilge Karasu yazılarında bireyin sorunlarını ve onun hayattaki dertlerini ele alır. Sevgi dostluk, yalnızlık, tutku, ölüm gibi temalarla bol ve simgelerle çok dolu kendine özgü bir dili vardır. Metin olarak adlandırdığı kimi ürünlerinde resim ve müziğin açılımlarını düzyazıya taşır.

Edebiyat ile felsefeyi çok iyi harmanladığı eserlerinde öteki her zaman ana kahramandır. Karasu için ilişkide olunan öteki, bu ister bir insan ister bir kedi ister bir sanat yapıtı olsun, asla kolay, kendini tüm açıklığıyla veren şeffaf bir varlık değildir. Öteki zordur, kişiyi sürekli teyakkuzda tutacak ölçüde düzensizleştirir. Bu yüzden de öteki hep özen ister.

Sözdiziminde denediği yeni imkânlar ve dilin yapısı yönündeki araştırma ve önerileriyle anlatımın sınırlarını zorlar. Öz Türkçe kelimeleri özenle kullanır, gerekirse kendi kelimelerini oluşturur.

Dile başka bir boyut kazandırdığı gibi, dili en gerçek amacıyla kullandığı için (düşüncelerini ifade etmek) kafasındaki düşünceleri aynen yazıya aktarmada ustadır. Bilinç akışı, üst kurmaca, metinler arasılık gibi teknikleri kullanır.
Yazı anlayışı konusunda Nurdan Gürbilek söyle demiştir; 

“Bilge Karasu’nun metinlerinin belirgin bir özelliği var: Birçok edebiyat metninde bir arka plan, bir dekor olan, öyle olmadığında bile bir metafor olmaktan öteye geçemeyen hayvanlar onun metinlerinde çoğu zaman anlatının merkezindedirler. Aslında bu yalnızca hayvanlar için değil, deniz, ağaçlar, bitkiler, taşlar için de geçerlidir. Hepsi Karasu’nun ‘dirim’ dediği sahnedeki payları açısından metinde yerlerini almış gibidir. Çünkü bu metinlerin konusu biraz da bu sahnenin kendisidir: İnsanlar ‘dirimle kurdukları en eski ilişkileri’ açısından, hep bu unutulmuş sahne içinde var olurlar.” 

Troyada Ölüm Vardı adlı ilk hikâye kitabı bir giriş bölümü ve on iki hikâyeden oluşur.  Klasik serim düğüm çözüm yapısından farklıdır olay örgüsü. Eserde yer alan on iki hikâye ayrı ayrı okunabilecek birbirinden bağımsız metinler olsa da kendi içinde bütünlük gösteren bir roman karakterini de yansıtır. Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı “Ada”, “Tepe” ve “Dutlar” adlı üç uzun hikâyeden oluşur. Kurgusu klasik hikâye tekniğine yakındır. Ancak olaydaki zamanla gerçek zamanı çoğu yerde karıştırarak yazar, okuyucuyu yine şaşırtmayı başarır. Göçmüş Kediler Bahçesi on iki metin ve aralarına parça parça yerleştirilmiş bir masaldan oluşur. Gerçeküstü ögelere sıkça rastlanır. Metinler yazar tarafından bir anlamda modern masal olarak adlandırılır. Kısmet Büfesi’nde yazar okuyucuyu bir yenilikle daha tanıştırır. Deneme türünde yazdığı bu eserde şiirin, öykünün ve müzik kompozisyonunun tekniğinden faydalanır.

Bilge Karasu adını geniş kitlelere duyuran ona yurtdışında da tanınma imkânı sağlayan eseri Gece, olay örgüsü iç içe girmiş çok katmanlı çoğu zaman birbirinin sınırlarını ihlal eden çoğul anlatıcının olduğu çetin bir metindir. Bu yapıtta kurmaca ve üst kurmaca düzlemleri gerçeküstü ögelerin de devreye girmesiyle iç içe girmiştir. Bu bağlamda okuru zorlar ve okurdan da metne dâhil olması için çaba bekler. Romana ön söz yazan Akşit Göktürk Gece hakkında şunları söyler: “Gece belirli bir gerçekliğin tek tanımla saptanabileceği bir insanlık durumunun dile getirildiği bir anlatı değil. Belli bir öykü, kişilikler, ya da nedensellik sunmuyor bize. (…) Değişik anlatıcıların birbiriyle karşıtlaşabilen gözlemleriyle gerçek yaşamın sanat biçiminde soyutlanmış yaşamın anlatılan, yazılan, okunan yaşamın anlamını değişik yorumlar sarmalında kavratmaya yöneltiyor metin.

Eserlerinin çoğunda çoğul anlatıcı bulunur. Belki de bu eserlerinin en önemli özelliklerinden biridir. Okuyucu, ummadığı bir anda bir anlatıcının sözü kesildiğini sözün diğer bir anlatıcıya devredildiğini görebilir. Bazen de anlatıcının âdeta gizlendiğine hatta yer yer kaybolduğuna şahit olur. Yazarın kafasında kurguladıkları yahut iç konuşmalarını hikâyelerinde bulabilmek mümkündür. Örneğin “Mesih”hikâyesinde yazar araya girerek okuyucuyu bir anda kurmaca dünyadan gerçek dünyaya gönderir. Karmaşık, üstü ince bir tülle örtülü olay örgüsü, eserlerle okur arasındaki en büyük handikap gibi görünse de aslında okurda tekrar tekrar okuma isteği uyandırır.

Eserleri :

ÖYKÜ:

  • Troya’da Ölüm Vardı (1963)
  • Uzun Sürmüş Bir Günün Akşamı (1970)
  • Göçmüş Kediler Bahçesi (1980)
  • Kısmet Büfesi (1982)
  • Kılavuz (1990)

ROMAN:

  • Gece (1985)

DENEME:

  • Ne Kitapsız Ne Kedisiz (1994)
  • Narla İncire Gazel (1995)

Işın Güner Tuzcular

Kaynakça

https://www.metiskitap.com/catalog/author/796

https://www.birartibir.org/kultur-sanat/393-bilge-karasu-yu-bugun-okumak

Bilgi Karasu Sempozyumu Notları – Bilkent Üniversitesi

Göçmüş Kediler Bahçesi