Parkta yaprak kımıldamıyordu
soluk soluğa bir haberci gibi
gelip de rüzgar söyleyene dek
barbarların geldiğini.
Fısıl fısıl konuşan dallar
çaresizliğe kapıldılar.
Size o öfkeli fırtınayı
anım satmak isterim:
Hani çaresiz kalan çiçekler
bir buket olup vermişlerdi kendilerini
tacı m eteorlarla süslü kötü krala…
Fırtına başlayana dek susup da sonra konuşan
o dallar gibi biz de bekledik
keskin soğuğuyla görünmez bir kılıç
çarpıp kesene dek bizi.
Her parçamız bir yere gitti.
Sürüklenip yağmur suyunda,
her parçamız
kanımız dışında
ağaç gövdesindeki yaban balı gibi
olduğu yerde kaldı

Mbella Sonne Dipoko (d. 1936) /Kamerun
Türkçesi: Gürhan Uçkan