(1895, Selanik – 2 Eylül 1968, Bakü)
“Hakim soruyordu.
-Bu yazıyı ne maksatla yazdınız?
Sabiha Zekeriya, bir yazıdan ötürü mahkemeye çıkan ilk Türk kadın gazeteci cevap veriyordu.
-Yazı ne maksatla yazıldığını zangır zangır bağırıyor.” (1)
1895 yılında Selanik’te doğan Sabiha çocukluğu ve gençliğini o yıllarda İttihat ve Terakki’nin merkezi konumunda olan Selanik’in yenilikçi, özgürlükçü hatta zaman zaman devrimci havası içinde okuyup yazarak geçirir, hatta okul arkadaşlarıyla Tefeyyüz (Yükselme) Cemiyeti adında bir edebiyat grubu kurarak yazılar yazmaya, yayınlamaya başlar. Sabiha’nın tüm ömrüne yön verecek mücadeleci kişiliği daha o yıllarda meydana çıkar. İlkokula başladığı gün giymek zorunda kaldığı çarşafa, okumak, yazmakla uğraşmak isterken annesinin kendisinden önce ‘ev işi’, sonra gelinlik bir kız olarak ‘el işi’ beklentisine, kendisine ve çevresindeki tüm kadınlara ömrünü geçireceği kişiyi tanıma ve sevme hakkı tanımayan evlilik adetlerine hep itiraz eder.

Balkan Savaşı sonrasında Selanik’te yaşanan Yunan İşgali sonunda Sabiha doğup büyüdüğü memleketini 1913’te ailesiyle birlikte terk etmek zorunda kalır ve Selanik’teki hareketli ve doyurucu sosyal, kültürel yaşamdan sonra Sabiha için oldukça sıkıcı olan İstanbul günleri başlar. Bu durağan günler önemli bir olayla son bulur. Sabiha Nazmi, Selanik’te kendisinin de yazılar gönderdiği ‘Yeni Felsefe’ dergisini çıkaran, yazılarından tanıdığı ve beğendiği Mehmet Zekeriya ile 1915 yılında evlenir. Mehmet Zekeriya o yıllarda Sedat Simavi ile ‘Diken’ isminde bir mizah gazetesi çıkarmaktadır. Ancak 1.Dünya Savaşı’nın başlamasıyla bu gazete kapanmak zorunda kalır, Mehmet Zekeriya bir memuriyet bularak işe girer ancak savaş koşulları Mehmet Zekeriya’nın kendisinden küçük dört kardeşi ile yaşayan aile için oldukça zorlayıcıdır. Ancak Sabiha Zekeriya halinden memnundur çünkü Cağaloğlu’ndaki evleri devrin tanınmış aydınları, edebiyatçılarının buluşma yeridir; Ömer Seyfettin, Falih Rıfkı (Atay), Ali Canip (Yöntem), Yusuf Ziya (Ortaç), Orhan Seyfi (Orhon), Faruk Nafiz (Çamlıbel) vbg…
1.Dünya Savaşı’nın Osmanlı İmparatorluğu için yenilgiyle sonuçlanmasının ardından, artık küçük bir kız çocuğu annesi de olan Sabiha Zekeriya için İşgal altındaki İstanbul’da mücadele dolu günler başlar. Direniş hareketinin de başladığı 1919 yılını Sabiha Zekeriya şöyle anlatıyor.
“Yıl 1919. Türkye Alman militaristleriyle girdiği harpte yenilmiş, İstanbul, işgal kuvvetlerinin elinde. İngiliz Amirali Harington’lar, Amerikan Amirali Bristol’ler, yönetim mekanizmasına el koymuşlar….
Yemen’den, Galiçya’dan, çeşitli cephelerden katar katar İstanbul’a dönen Mehmetçikler perişan…
Bunlar, Arabistan çöllerinde, harp cephelerinde niçin, kimin için dövüştüklerini bilmeden dönüyorlardır… Bunlar bir harp macerasında harcanmış Anadolu evlatlarıdır.” (2)
Bu karışık dönemde Cağaloğlu’ndaki evde toplanan aydınlar ve Mehmet Zekeriya ‘Büyük Mecmua’ adında bir dergi çıkartmaya karar verirler. Halide Edip’in de katıldığı toplantılar çok geçmeden polisin de dikkatini çeker ve Mehmet Zekeriya tutuklanır. Yirmi iki yaşındaki bir çocuk annesi genç Sabiha Zekeriya derginin imtiyazını üzerine alır ve ‘Büyük Mecmua’yı tüm zorluklar ve sansürlere karşın yayımlamayı sürdürür. Halide Edip vasıtasıyla direniş hareketinin de içinde yer alır. Mehmet Zekeriya hapisten çıkar, Anadolu’da direniş hareketi başlamıştır, ancak ‘Büyük Mecmua’ İngilizlerin emriyle Basın Yayın Genel Müdürlüğü tarafından kapatılır. Tam Kurtuluş Savaşı başladığı sırada Mehmet-Sabiha Zekeriya çifti Halide Edip vasıtasıyla buldukları bir burs ile Columbia Üniversitesi’nde yüksek öğrenimlerini tamamlamak üzere Amerika’ya giderler.
Amerika’da Mehmet Zekeriya gazetecilik okur, Sabiha Zekeriya ise önce İngilizce öğrenir sonra ‘Sosyal Çalışmalar Okulu’nda öğrenim görür. Kadın sorunu, sosyalizm, sınıf bilinci, sosyal sorunlar ve çözümleri Amerika çalışmalarında Sabiha Zekeriya’nın ufkunu genişleten konulardır. Amerika yıllarında oradaki Türkleri örgütleyerek ve Türk Kızılay’ı ile iş birliği yaparak Kurtuluş Savaşı için bağışlar da toplayan çift, 1923 Temmuz’unda Amerika’da doğan ikinci bebekleriyle dört kişilik bir aile olarak yurda döner.
Çift yeni kurulan yapı içinde yer alabilmek isteğiyle önce Ankara’ya yerleşir ve Mehmet Zekeriya Basın Yayın Genel Müdürü olarak atanır. Sabiha Zekeriya da Çocuk Esirgeme Kurumu’nun daveti ile çocuk sorunu üzerinde çalışarak bir proje hazırlar. Ancak çift ne şehirde ne de yeni kurulan yapı içerisinde kendilerine yer edinemeyerek kısa bir süre içinde İstanbul’a döner.

İstanbul’da tekrar gazeteciliğe başlayan çift 1924’te ‘Resimli Ay’ isimli bir dergi çıkartmaya başlar. Bu derginin özelliği ve aynı zamanda yayın hayatına getirdiği yenilikler; bol resim, fotoğraf ve karikatüre yer vermesi, geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmak hedefiyle halkın diliyle sorunları ele almasıdır. Derginin kadrosunda Reşat Nuri, Yusuf Ziya, Mahmut Yesari, Yakup Kadri, Mehmet Rauf gibi devrin tanınmış yazarları da vardır. Sabiha Zekeriya da dergide düzenli olarak yazar ve “Ben sosyal konuları inceleyen bir yazarım. Toplumda gördüğüm düzensizlikleri, adaletsizlikleri incelemek de benim ödevimdir.” diyerek genellikle sosyal sorunlar üzerinde durur. Dergide çıkan yazıların dönemin hükümetini rahatsız etmesi üzerine Mehmet Zekeriya bir kez daha tutuklanır ve bu kez Sinop’ta hapse mahkûm edilir. Yeniden tek başına bir mücadele içine giren Sabiha Zekeriya dergiyi bu kez ‘Sevimli Ay’ adıyla çıkartmaya başlar.
1928 yılında yaşam boyu sürecek bir dostluğun temelleri atılır ve Nazım Hikmet, Sabiha-Mehmet Zekeriya çiftinin yaşamına girer ve dergide çalışmak üzere işe alınır. Nazım Hikmet’in gelişi, Mehmet Zekeriya’nın da hapisten çıkışı ile dergi yeni bir çehreye kavuşur ve Sabiha Zekeriya da Cici Anne isimli sütununda kadın, kadın erkek ilişkileri, kadının toplumdaki yeri gibi konularda çok popüler olan yazılar yazmaya başlar. Yedi yıl süren ve Sabiha Zekeriya’nın “üçüncü çocuğum” dediği ‘Resimli Ay/Sevimli Ay’ macerası hem sık sık düşülen mahkemeler ve polis baskısı hem de ortaklarının yayımlanan yazılara olan müdahalesi sebebiyle 1931 yılında sona erer.
Mehmet Zekeriya 1934 yılında ‘Tan’ gazetesini çıkartmaya başlar. Sabiha Zekeriya ya da 1937 yılında aldıkları soyadları ile Sabiha Sertel de bu gazetenin yazarları arasındadır. 4 Aralık 1945’te Tan gazetesine yapılan saldırıya kadar olan dönemde gazete için yazılar yazan, söyleşiler yapan Sabiha Sertel, aynı zamanda kitap çevirileri yapar ve bir de roman yazar. Bu üretken ve korkusuz kadın, siyasal ve sosyal konularda doğru bildiğini açıkça yazdığı birçok yazıdan dolayı dönemin hükümetleriyle ters düşer, baskı görür ve sonuç olarak uzun yıllardır emek verdikleri gazetelerinin yakılıp yıkılmasıyla karşı karşıya kalır. Sabiha Sertel ‘Tan’ olaylarından sonra isimsiz olarak çeviri yapmak üzere bile iş bulamamıştır.

1950’de Türkiye’den ayrılmak zorunda kalan Sertel Ailesi, Paris, Roma, Budapeşte, Prag, Leipzig, Viyana şehirlerinde iş ve aile yaşamlarını sürdürürler. Bu dönemde Türkiye Komünist Partisi ile bağları güçlenen Sertel, 1962’de Parti’nin Basın Yayın Komitesi Üyeliği’ne getirilir.
1963 yılında akciğer kanserine yakalanan Sabiha Sertel, Bakü ve Moskova’da tedavi görür. Tedavilerin artık işe yaramadığını anladığında kızına “Yazık, daha yazacak şeylerim vardı.” diyen tüm yaşamı mücadele ile geçmiş bu kadın, yaşam mücadelesini 2 Eylül 1968 tarihinde Bakü’de sonlandırarak bu dünyadan ayrılır.
“Savunma bittikten sonra, yargıçlar yerlerinden kalktılar. Birbirleriyle danışmak için içeri çekildiler. Sonunda zabıt kâtibi kararı okudu.
-Yazı ağır bir üslupla yazılmıştır. Bununla beraber kötü bir niyet yoktur. Bu sebeple sanığın BERAATİNE KARAR VERİLMİŞTİR.” (3)
Eserleri
- Çocuk Ansiklopedisi (1927-28, 4 Cilt)
- Çitra Roy ile Babası (1936)-roman
- Tevfik Fikret – Mehmet Akif Kavgası (1940)-inceleme
- Tevfik Fikret: İdeolojisi ve Felsefesi (1946), İlericilik ve Gericilik Kavgasında Tevfik Fikret adıyla, 1999)- inceleme
- Roman Gibi (1969)- anı
Çevirileri
- Sınıf Kavgası, K. Kautsky (1934)
- Kadın ve Sosyalizm, A. Babel (1935)
- Diyalektik Materyalizm: Marksizm-Leninizm Nazari Temeli, V. Adoratsky (1936)
- Yeni Sovyet Rusya ve Esas Teşkilat Kanunu, O.M. Molotov (1936)
- Demokrasi Nedir, J. Bryce (1939)
Ayşegül Ayman
- Sabiha Sertel, Roman Gibi, Belge Yayınevi, İstanbul, 1987
- Yıldız Sertel, Annem, Sabiha Sertel Kimdi, Neler Yazdı?, Belge Yayınları, İstanbul, 2001