Miquel de Cervantes Saavedra (1547-1616) ilk modern roman olarak kabul edilen ünlü eseri Don Quijote‘i ilki 1605’te ikincisi 1615’te olmak üzere iki bölüm halinde yayımlamış. 1613 yılında ise uzun öykülerden oluşan ve çoğu zaman roman formunun ayak seslerinin duyulduğu kitap olarak nitelendirilen Novelas Ejemplares/Örnek Alınacak Hikayeler isimli kitabı yayımlanmış. Kitaptaki on iki öykünün yarısı “idealize eden” bir bakış açısıyla yazılmışken geri kalanının “gerçekçi” bir bakış açısıyla kaleme alındığı söyleniyor. (1)
İşte bu kitabın “gerçekçi” olarak nitelenen öykülerinden ikisinin yer aldığı yüz otuz beş sayfalık bir kitap “Köpeklerin Sohbeti“. İlk öykü Hileli Evlilik ikinci öykünün girizgahı olarak nitelenebilir. İkinci öykünün anlatıcı-yazarı Teğmen Campuzano yakın bir dostuna kendisini hastanelere düşürmüş olan evliliğinden bahseder önce ve hikayesinin sonunda yeni bir öykünün yolunu açar ilgili dinleyicisi için.
“ ‘Böyle ufak şeylerden hayrete düştüyseniz Peralta,’ dedi Teğmen, ‘size henüz anlatmadığım, aklınızın, hayalinizin almayacağı, hatta tabiat sınırlarını zorlayan olayları duyunca ne diyeceksiniz, kim bilir? Birazdan anlatacağım ve zatınızın, hatta şu koca dünyada tek kişinin bile kesinlikle inanamayacağı bir olaya şahit olduğum hastaneyi boylamama sebep olan felaketlerin hepsini telafi edeceğini düşündüğümü söylemem kafidir herhalde.’ ”
Teğmen’in dinleyicisi her ne kadar ilgiliyse de hileli bir evliliğin tuzağına düşüp perişan olan anlatıcısına güvenmemekte ve bunu da açıkça ifade etmekte bir sakınca görmemektedir.
“Hay siz çok yaşayın Sayın Campuzano. Şu ana kadar evliliğiniz hakkında anlattıklarınıza inanıp inanmamakta kararsızdım, lakin köpeklerin konuştuğunu duyduğunuzu anlatmakta beis görmediğinize göre, hiçbir sözünüze inanmamam gerektiği apaçık ortada.”
Teğmen, hastanede yatarken odasının penceresinin altında iki köpeğin iki gece üst üste konuşmasını duymuş ve bütün gece süren bu konuşmalardan ilkini yazıya dökerek “Köpeklerin Sohbeti” öyküsünü oluşturmuştur. İlk -ve o ana kadar tek-okuyucusu, dostu Peralta’ya bir de sorumluluk yükler anlatıcı-yazar; eğer ilk gecenin sohbetini beğenirse -okuyucu-, ikinci gecenin sohbetini de yazıya dökecektir -yazar-. Ve böylece, dünyanın en tuhaf okuyucusu olarak niteleyebileceğim Peralta -çünkü hem okuyucu hem eleştirmen hem hikayenin kahramanlarından biri hem de hikayenin ikinci bölümünün yazılıp yazılmamasına karar verecek olan editör rollerini üstlenmektedir kendisi- Teğmen’in “bağrından çıkardığı” defteri alıp öyküyü okumaya başlar. Köpeklerin Sohbeti, Cipion ve Berganza isimli iki köpek arasındaki konuşmaların hikayesidir. Bir anda konuşabildiklerini fark eden iki arkadaş birbirlerine hayat hikayelerini anlatmaya başlarlar. Teğmen’in ilk gece duyduğu konuşmalardan Berganza’nın hayat hikayesini öğreniriz.
Cervantes “Don Quijote“i şövalye romanlarına bir yergi olarak yazmış. Eser feodal İspanyol toplumunun bir eleştirisi, hatta “bir çağın eleştirisi olarak da” niteleniyor. (2) Tıpkı Don Quijote gibi Cipion ve Berganza isimli köpeklerin sohbeti de birçok eleştiri içeriyor. Toplumun değişik kesimlerindeki -bürokratlar, çobanlar, kasaplar, metresler, öğretmenler, askerler, değişik etnik gruplar vbg…- ahlaksızlıklar, düzenbazlıklar köpeklerin sohbetinde açıkça eleştiriliyor. Daha da ilginci yazarlar, şairler, felsefeciler de yergiden paylarını düşeni alıyorlar. Hatta şeytan-Tanrı ilişkisi üzerinden din ve dindarlık eleştirisi bile bu sohbette yer buluyor. Kitapların hayatın gerçeklerini yansıtmadığı eleştirisi tıpkı Don Quijote’ de olduğu gibi bu kitapta da göze çarpıyor. Bu konuların tamamını kapsamak ve anlatılanları tamamlamak üzere insanın doğası, bizzat anlatıcı-yazar Teğmen Campuzano’nunki de dahil olacak şekilde en ciddi yergiye hedef oluyor metinde. Berganza’nın konuşmalarında dedikodudan, gösterişten, ihtirastan kaçınmaya çalışması, Cipion’un sürekli zarafet, açıklık, dürüstlük telkinlerinde bulunması insan dünyasındaki kusurları sohbet boyunca okuyucunun önüne seriyor. Okuyucu olarak Don Quijote’de keyfini çıkardığımız Cervantes’in sıcak, esprili, eleştirel, zengin ve fantastik üslubunu Köpeklerin Sohbeti’nde de aynı şekilde bulmak mümkün.

Sohbetin sonlarına doğru Berganza, arkadaşı Cipion ile birlikte insana dönüşebileceklerini öngören bir kehanetten bahseder. Bunun için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir.
Dönecekler gerçek hallerine
Eğer görürlerse bir vakit
Kibirlilerin diz çöküp
Boynu büküklerin başa geçtiğini
Kudretli bir el sayesinde
Hem alegorik hem de düz anlamıyla tartıştıkları bu dizeleri hiç de inandırıcı bulmaz köpekler. “Biz köpeğiz en nihayetinde”, der Berganza ve sohbetin başından beri belki de ilk kez insanlarla ilgili olumlu bir söz söyler.
“Fakat sırf bu yüzden, sahip olduğumuz konuşma yeteneğinin ve onunla birlikte gelen tıpkı insanlar gibi tartışabilme ayrıcalığının verdiği müthiş hazzı tatmaktan da geri kalmayalım…”

Peki köpeklerin sohbetinde ikinci geceyi yani Cipion’un hayat hikayesini de yazıya dökecek midir Teğmen? Okuyucu-editör Peralta, pek de güvenilir bulmadığı yazar-anlatıcıya ikinci hikayeyi de yazması için olur verecek midir? Örnek Alınacak Hikayeler bunlar, okunmalı.
Kırmızı Başlıklı Corona
- Wikipedia’ya katkı verenler, Novelas Ejemplares, 11.06.2020, web:07.10.2020
- “Don Kişot – Cervantes “Bir çağın eleştirisi””, insanokur.org, web:08.10.2020