(1889-21 EKİM 1956)

(Kendi  adıyla anılan bir kütüphanesi olan gazeteci yazar)

Manisa Gördes’te doğdu. Hacı Hasan Hulusi ve Sıdıka Hanım’ın üçüncü çocuğudur. Asıl adı İsmail Hakkı’dır. İlk ve ortaokulu Gördes’te bitirdi. 1906 yılında Gördes Belediyesi sandık eminliği ve Evkaf Komisyonu Katipliği yaptı. Küçük yaşta çok kitap okuyan ve biriktiren İsmail Hakkı, Gördes’e kaymakam olarak tayin edilen Şair Eşref’le tanıştı. Yazdığı şiirlerin onun tarafından beğenilmesi  üzerine İzmir ve İstanbul gazetelerine şiir ve yazılar göndermeye başladı.

Ağabeyi Mehmet Asım, onu İstanbul’a çağırarak hukuk fakültesine gitmeye ikna etti. Bu yıllarda kitap ve basın dünyasıyla ilişkileri daha da arttı. Çarşıkapı’da oturdukları için her gün Beyazıt’taki kitapçıları, Hakkaklar Çarşısı (bugünkü sahaflar) ve Kapalıçarşı’daki sahafları dolaşıyordu.

Ağabeyinin yardımıyla Tanin’de yazmaya başladı. Ağabeyi  Mehmet Asım Abdülhak Hamit’in tiyatro eseri Tarık’tan esinlenerek bazı yazılarında Tarık mahlası kullanıyordu. Kardeşinin bu mahlası sevdiğini  fark edince ona verdi. Yazılarında İsmail Hakkı yerine Hakkı Tarık adını kullanmaya başladı. Tanin’den sonra Tercüman-ı Hakikat ve Tasvir-i Efkar’da çalıştı. Yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1911’de Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. İttihat ve Terakki’ye yakınlığından dolayı, Hakikat Gazetesi’nin yönetimi için Eskişehir’e gönderildi. Bir yıl burada çalıştıktan sonra İstanbul’a döndü.

Darülmuallimin-i Aliye’de ders veren ağabeyi Mehmet Asım’ın hastalanarak  tedavi için İsviçre’ye gitmesi üzerine onun derslerini üstlendi. 1914 yılında İstanbul  Sultanisi’nde  (bugünkü İstanbul Erkek Lisesi) başladığı öğretmenliği aralıksız on yıl sürdü. Bir yıl Mercan Lisesi, üç yıl Galatasaray Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. Galatasaray Lisesi’ndeki öğrencileri arasında Hilmi Ziya Ülken, Yunus Kazım  Köni, Naşit Hakkı Uluğ ve daha sonra özel doktoru olan Ekrem Şerif Egeli bulunmaktaydı.

1919 yılında Osmanlı Matbuat Cemiyeti’ne girdi ve ilk kongrede yönetim kuruluna seçildi. Bu kongrede cemiyetin adı Türk Matbuat Cemiyeti oldu. 1921’de genel sekreterliğe getirildi. Muallimler Cemiyeti, Matbuat Cemiyeti, Türk Basın Birliği  başkanlığı yaptı. Yeşilay ve Türk Maarif Cemiyeti’nin Kuruluşlarında, Türk Ocağı  başta olmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu ve birçok hayır  kurumunun idare heyetlerinde yer aldı.

İşgal yıllarında kurtuluş mücadelesi için oluşturulan cemiyetlerde çalıştı. Vakit gazetesinde Milli Mücadele ile ilgili yazılar yazdı. Çerkez Ethem ile ilk röportajı  o yaptı. Müdafaa-i Milliye Grubu’nun Anadolu ile haberleşmelerinde aktif bir şekilde görev alarak büyük hizmetlerde bulundu. Bu çalışmaları karşılığında kendisine İstiklal Madalyası verildi.  

Adeta bir gazeteci okulu haline gelen Vakit gazetesindeki çalışmasını ölümüne kadar sürdürdü. Zengin bir gazete arşivi oluşturdu ve başyazarlığı döneminde Ortadoğu ülkelerindeki gazetelerle yazışarak onlara gazete alışverişi teklifinde bulundu. Bu yolla, araştırmacıların hizmetine sunmak üzere kurmak istediği kütüphane için zengin bir kaynak yarattı.

1923-1936 yılları arasında dört dönem Giresun milletvekilliği yaptı. Aralık 1949’daki yangından sonra Beyazıt’taki Sahaflar Çarşısı’nın yeniden yapılandırılmasında rol oynadı; Sahaflar Çarşısı Derneği’nin tüzüğüne eklettiği bir madde ile burada çalışacak esnafın kitap ve kitapla ilgili malzemeden başka bir şey satmasının önüne geçildi.

İlk Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nın tutanaklarını  “Meclis-i Mebusan 1877” (1940-1954) adlı iki ciltlik bir kitapta toplayan Us, Namık Kemal’in  “Kanije Muhasarası” ve Nabizade Nazım’ın  “Karabibik “ kitaplarını sadeleştirerek yeniden yayımladı. Gezi, anı, fıkra türünde eserler verdi.

Hiç evlenmeyen Hakkı Tarık Us, kazancının büyük bir kısmını kütüphane kurmak amacıyla kitap, gazete ve dergi satın almak için harcadı. Kendisiyle 1955 yılında yapılan söyleşide şöyle anlatır. “Ben kütüphane kurmaya ilk  çıkan gazeteleri toplamakla başladım. Türkiye içinde ve dışında şimdiye kadar çıkmış olan Türkçe gazete ve dergilerin hemen hepsi bende var. Derleme kanunu yürürlüğe girinceye kadar Türkiye’nin herhangi bir yerinde çıkan gazeteler resmi bir yerde toplanmıyordu. Derleme Kanunu yapılmadan önce çıkmış gazeteleri birer  birer topluyordum. Kendimden çok bunları  umumi efkara sunmaktan derin bir zevk duyacağım.”

Bu söyleşiden yaklaşık bir yıl sonra vefat eden Hakkı Tarık Us, vasiyetinde kendisi için Cemal Nadir Sokağı’nda  bir kütüphane binası yapılmasını, bu arada kitaplarının Vakit Matbaası üzerindeki ahşap binadan kaldırılarak daha iyi bir yere konulmasını istemiştir. Kütüphaneyle ilgili bütün ayrıntıları yirmi iki madde halinde vasiyetine ekleyen Us’un bu isteği, vefatının dokuzuncu yılında 21 Ekim 1965’te kitaplarının Beyazıt Camii Külliyesi’nin Sıbyan Mektebi’ne taşınmasıyla  geçici olarak yerine getirilmiştir.

Kütüphane, 2003 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi ve Beyazıt Kütüphanesi’nde hizmete sunuldu. Hakkı Tarık Us Koleksiyonu’nun Osmanlıca süreli yayınları Beyazıt Kütüphanesi ve Tokyo Üniversitesi’nin ortak projesi sonucu Mart 2010 itibarıyla dijital ortama aktarıldı. Koleksiyonda süreli yayınlar dışında yirmi bin kitap yer alır.

ESERLERİ

Meclis-i Mebusan  I  1940,  II 1954

Namık Kemal’in Kanije Muhasarası  1946

Nabizade Nazım’ın Karabibik’i  1944

Namık Kemal’in Silistre Muhasarası  1946

Ahmet Mithat Efendi ile Fitnat Hanım  1948

Henüz 17 yaşında  1943

Elli Yıl 1943

CHP Kurultay Üyelerine Bu Toplantıda Düşen Büyük Vazifeler  1947

İstanbul’un 500. Yıldönümünde Fatih  1953

Dürdane Hanım  1951

İzmit Körfezinde Bir gezinti  1952

Bir Jübilenin İntibaları, Ahmet Midhat’ı  Anıyoruz  1955

Dünyaya İkinci geliş  1955

Karnaval  1955

Kitap ve Kitapçılık I-II  1936-1937

Nejla Bilginer

KAYNAKÇA:

İslam Ansiklopedisi

sozumuzturkceustune.blogspot.com

tufs.ac.jp