Virsmanya Cumhuriyeti kederli günlerinden birindeydi. Kendilerine karşı örülen duvarları aşamayacaklarını anlayınca herkes sessizliğe bürünmüş, bulduğu en yakın deliğe kapanmıştı. Kimsenin yüzü gülmüyor, sokaktakiler birbirlerine selam vermemek için gözlerini kaçırıyordu. Sınır ötesi ülkelere gönderdikleri elemanlarıyla, oralarda yaşayan iyi iş çıkaramamış yandaşlarına ve sıkı önlemlere uydukları için bölgenin insanlarına da öfkeliydiler. Neler yapılabileceğini görüşmek üzere toplanan Virsmanya’nın yüce kurulunda kaygıların dorukta olduğu bir tartışma yaşanmaktaydı. Yücelerin yücesi Sorvirsin’in önerileri dinler gibi yapmasına ve sonunda her zaman olduğu gibi kendi kararlarını uygulatmasına alışıktılar. Sözleri dikkate alınmayan kolonilerinin ileri gelen Virsbimcileri bile pes etmek üzereydi. Yine de kendilerini bir şeyler söylemeye zorluyorlardı, başlarına gelebileceklerden, kendilerini seslerin bile girmekten vazgeçtiği kuyularda bulmaktan, yokluk mağaralarında çürümeye gönderilmekten korktukları için.
Yağmurların çamurların fırtınaların bile engelleyemediğinin üstesinden çok basit birkaç davranışla gelen bazı ülkeler yüzünden ya yok olacak ya da mecburen birer organlarından vazgeçip yeniden örülen sınırlardan içeri gireceklerdi. Çok zamana gereksinim duymasına rağmen hep işe yarar bir yöntem olmuştu bu aslında. Birkaç yılda bir tekrarlanan oyuna alışık olmalıydılar ama bu defa iyi iş çıkarmış olmanın sevinci sonlanmak üzereydi sanki.
Toplantı her zaman olduğu gibi yücelerin yücesi Sorvirs’ın konuşmasıyla başladı. “Evet. Neler düşündünüz, ne gibi önerilerle geldiniz bakalım?”
Virsan: Sayın Sorvirs, ekibimle birlikte üzerinde çalıştığımız projeyi açıklayayım izninizle. Önlem duvarlarını yükselten ülkelere farklı birer ajan gönderip, “bizden korunma” yönünde alınmış ya da alınacak kararlara müdahale etmek gibi önerimiz var.
Tirvivak: Sayın başkanım buna karşı da müthiş uyanıklar artık. Soğuk yağmurların kesilmesinden bu yana rakip olduklarını unutup iş birliği yapmaya başladılar. Daha farklı teknolojiler kullanarak yabancıları izlemeye alabiliyorlar. Bir de bu gibi ülkelerde sorunları yücelerin de yücesi olan Yücevar’a havale etmelerine yarayan mekanizmalar çoktan çökmüş biliyorsunuz. Gerçi birileri yeniden o günlere dönmek için yoğun çaba harcıyor ama şimdilik zor gibi.
Sorvirs: Bırak şimdi bu safsataları da önerilerini söyle. O işleri ben düşünürüm, anladın mı?
Tirvivak: Saygı değer yüce Sorvirs. Siz ki her zaman en doğruyu en iyiyi bilirsiniz. Ben diyorum ki tez elden kendimizi yenileyerek saldırıya geçelim.
Sorvirs: Senin bir önerin yok mu Haşmvirvan?
Yanındakilerin dürtmesiyle açık gözlerle uyumakta olan Haşmvirvan kendine gelip “Ha şey, Yüce Sorvirs bence oradaki yönetimleri alaşağı edelim” diyerek söze karışır.
Gülmemek için kendilerini zor tutan gruptakilerin farklı deliklerini kapatarak sessiz kalmaya çalışmalarına da öfkelenen Sorvirs, “Eyy Haşmvirvan!” diye söze başlayacaktı ki yansıda bir parmak belirince kendini toparlayıp, “Sen bir yerlerini yırtana kadar bağır ancak. Ne alaşağısı ya.. Nereyi, nasıl alaşağı edebiliyorsun artık ha!?” diye bağırmasıyla ortalığın tedirginliğe teslim olmak üzere olduğunu anlayan Haşmvirvan’ın baş danışmanlarından biri “Haşmetlimizin söylediği olmaz mı efendim? O zaman tebaamız …”diye görüşlerini bildirmeye başlar ama Sorvirs sert bir şekilde sözünü keser.
“Bırak bırak. Saçma salak şeyler söyleyip duruyorsun zaten. Sen ne diyorsun Gizkavirs?”
Gizkavirs: Heyecanı mı bağışlayın. Efendim aldığımız duyumlara göre yaşamamız ve çoğalmamız için Türmanya’ya gönderdiklerimiz iyi iş çıkardılar.
Herkes gibi Sorvirs da dikkat kesilir söyleneceklere, en çok güvendiği kişinin anlatacaklarını merak etmektedir. Daha önce bir iki şey çıtlatmıştır Gizkavirs ama burada açıklamasını ve onu neden herkesten çok tuttuğunu şu uyuşuklara göstermesini istediğinden sessizliğini bugüne saklayan lider, “Ya? Seni dinliyoruz o zaman.” Diyerek en güvendiği adama sözü verir.
Gizkavirs: Hazırlamış olduğum sunumu bir açayım. Hah tamam işte, bakın görüyorsunuz. Orayı yönetmek için yasalarına rağmen eğitip büyüttüğümüz kulumuz -bizimkiler yanlışlıkla ona da yapışınca- geçenlerde öldü… Eee yaşlılık falan, o da gitti. Bakın! Onun için toplanan kalabalığı görüyor musunuz? Yetkili yetkisiz herkes orada. Yan yana diz dize oturup birbirlerine sarılmaktalar. Zaten alınan önlemleri “günhavirs” diyerek bir kenara bırakmalarını söyleyip duran biriydi rahmetli. Bundan iyi bir başarı olur mu bizim için. Öncesinde de yönetimin çıkardığı yasaklara karşı ajanlarımız iyi iş becerdiler. “Dinivirs elden gidiyor. Kutsivrislerimizi yok etmek istiyorlar. Bizim kimi beyaz, kimi siyah hatta kimi renkli cüppelilerimizi bu mini minnacık şeyler mi yenecek? Yıkılalım istiyorlar. Yan yana gelin. Diz dize oturup yapacaklarınızdan geri kalmayın. Yoksa Yücevar sizi cezalandırır” diyerek iyi propaganda yaptılar. Eeee eğitim meğitim, kültür mültür diyerek çoğunluğu hazırlamıştık zaten böylesi inanvirslere. Bakın şu öndekileri görüyor musunuz? İşte onlar yönetimin ileri gelenlerinden. Onlar gibi niceleri var neyse ki. Nasıl da takdire şayan bir şekilde tabuta sarılmışlar. Arkalarındaki binlercesi tarafımızdan ödüllendirmeyi hak edercesine orada bulunuyor. Geçenlerde de başka bir yerde ‘leblaviler’ i ağızdan kapmak için nasılda birbirlerine girdilerdi gelenek melenek diyerek. Gücümüze güç katanlara bin şükür. Eh hayatta kalmaya devam edeceğimizin müjdesini bugün vereyim dedim. Daha ne olsun. Bu kadar akıllı insanlar varken sırtımız yere gelmez yüce Sorvirs.
Yerinden sıçrayan Haşmvirvan “Onlar yok olana kadar başlarına yıkalım görkubbivyi” deyince kimse kendini tutamaz, kahkahayı basar. Sorvirs bile kendini tutamamaktadır.
Dışarı çıkarın şunu ya. Ne dediğini biliyor ne de izlediğini anlıyor tövbe tövbe. Devam et aslanım sen. Oh, yaşamımız için sağlam bir yer bulduk. Az daha güvendiğimiz dağlar kar altında kalacak diye üzülmeye başlamıştım. “Dostlarımıza da haber verelim.” Deyince uyarıcı parmak yeniden belirir. “Neyse bu da bizi uzun süre idare eder. Oradan başka yere de sıçrarız artık. Bir dakika bir dakika geriye al filmi bakayım. Şu buluşma yerleri kapatıldı sanıyordum. İyi iyi” Lafı değiştirebildiğine ve parmağın inmiş olmasına sevinir.
Gizkavirs: Daha bitmedi herkesin bir araya gelmesini sağlamak için oradaki ajanlarımız ülkenin ileri gelenlerini sık sık partivrsler düzenlemek için ikna etmeyi başarıyorlar. Bize aldırış etmeyenler de bir şeyler elde ederiz diye hemen bir araya geliyorlar. Bakın şu videoya. Nasıl da ağızdan ağıza nefeslerini birbirlerine üflüyorlar. Tabi arada yemeyi de unutmuyorlar. Şuna bakın. Elinde kaşığı ağzına götürmek üzere olana. Önce birkaç dostumuzu yanındakinin burnuna gönderiyor. Bakın bakın. Sonra da kaşığın üzerinde dolaşan arkadaşımızı da kendi içine yolluyor. Akıllılar valla. Yakın yakın durmayı beceriyorlar işte. Eh hal böyle olunca kendilerini korumaya çalışanların bazıları da ne yapsalar ne etseler de etki alanımıza girmekten kendilerini kurtaramıyorlar. Ne mutluluk verici değil mi?
“Partivrs mi?” Salondakilerden yükselen uğultuya aldırmayan Gizkavirs nefes alır ve sonra devam eder.
“ Yani ben “partivrs” diyeyim siz başka şey anlayın yahu. Görünüyor işte allah allah. Zaten oradaki herkes “kutsavirs görevidir” diyerek bu gibi partivrsleri kaçırmıyor. Kapılarına gelecek kolivirsleri de düşünüyorlar tabi. Bunlara karşı gibi görünenler de seslerini çıkarmayıp hemen aralarına giriyor, arkadaşlarımızı burunlarından içeri yollamanın mutluluğuna erişiyorlar. Çünkü hükmvirsleri bu partivrslere katılanlara kıyak çekiyor. Eh nasıl işimize yarıyor bunlar görüyorsunuz.
Morvirs: Karşı gelenler için de bir yol olmalı aslında. Yapmak istedikleri şeyleri serbest bıraksalar onlar da yan yana kol kola gelmeyecekler mi? Eh aralarına sızıp yaşam alanımızı genişletiriz. Böylece onları da sustururuz.
Gizkavirs: Doğru söylüyorsun aslında. Onu da bir deneyelim. Nasıl olsa kontrol elimizde. Değil mi sayın Sorvirs?
“Evet evet düşünelim bunu. Yıllarca yaptığımız çalışmaların semeresini alıyor olmak ne mutluluk verici. Bu akıllılar oldukça sırtımız yere gelmez. Ödül olarak oraya bizimkilerden daha çok gönderelim. Artık yaş sınırını da kaldırma zamanı geldi. Bütün evrene gücümüzü göstermeliyiz. Peki Aşınvirs ne yapıyor? Bize karşı “virvirs savar” geliştirenlerden haberi yok mu? Tamam kazançlarından bize de gönderiyorlar ama bunca kar etmelerinin nedeni biziz, unutmasınlar. Hele son yaptığımız onlarınkini de solladı. Yine de orayı boş bırakmayalım ki iş birliğimizin önemini görsünler. Yılların dostluğu var ne de olsa.”
Gizkavirs’ın cep telefonundan gelen mesajında Aşınvirs’in şu anda toplantıda olmadığını yazdığını görünce yüzü kızaran Sorvirs, “şu son söylediklerimi “sanal perdeye” yükleyeni derhal işten kovun.” Aşınvirs’in orada olmadığını bilmiyor oluşuna çok bozulduğundan toplantıyı terk eder.
Virsmanya Cumhuriyetindekiler Türmanya ve benzeri topraklardaki başarıları duyunca kendilerini sokağa atıp çılgınca eğlenmeye başlarlar. Aralarına insanın sızacağını kimsenin düşündüğü yoktur elbette.
Hamit Ergüven