Ayıcılar geçti, mağlup insanlar geçti
Rüyalar darmadağındı şarkısı beyaz
Sonra dalgalar geldi dile
Sonra bir mavilik aldı her yerimizi;
Nasıl hatırlıyorsan dünyayı
Öyle…
İlk şiiri Şarkısı Beyaz’ı kaleme alan Cemal Süreyya 1931 Yılında Erzincan, Pülümür’de doğmuştur. Asıl adı Cemalettin Seber, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirmiş. Mesleği ile ilgili çeşitli yerlerde çalışmış. Edebiyatımızın en ünlü şairlerinden Cemal Süreya’nın şiire olan ilgisi ortaokul yıllarında başlar, lise yıllarında iyice edebiyata yönelir, Üniversite yıllarında çeşitli takma isimlerle dergi ve gazetelere yazılar, şiirler yollar.
Gül…
Gülün tam ortasında ağlıyorum
Her akşam sokak ortasında öldükçe
Önümü arkamı bilmiyorum
Azaldığını duyup duyup karanlıkta
Beni ayakta tutan gözlerin
Süreya’nın ilk şiiri Şarkısı Beyaz 1953 yılında Mülkiye Dergisinde yayımlanır. Fakat nedense bu şiirini daha sonraları kitaplarına almaz ve asıl Gül şiiri ile Edebiyat dünyasında kendini duyurur. Daha sonra Üvercinka, Dalga, Güzelleme, Cigarayı Attım Denize, Nehirler Boyunca Kadınlar Gördüm yayınlanır.
1940’larda bir manifestoyla ortaya çıkan Garip akımı için ‘Türkçeyi Garip Akımındaki şairlerden öğrendim’ diyen Süreya, Garip Akımından çok beslenmiştir.
Bir süre 1950’lerde ikinci yeni akımda yer alan şairimiz ayrıca bu akımın en ünlü kuramcılarındandır. ‘Şiir Anayasaya aykırıdır’ diyerek ironik bir bakış açısı sergilemiştir. Orhan Veli’nin nükteli üslubunun ilk baştaki şiirlerin de etkisi görülse de sonraları bu etki giderek azalmıştır. Esasında Cemal Süreya şiirin özgür yazılmasından yanadır, kalıplara sığmayı sevmez ve kendi akımını yaratmıştır. Cemal Süreya hareket halindeki her şeyi anlatmış, insanın özüne yönelmiş, aşk ve cinselliği kendine özgü bir üslupla anlatmıştır. Geleneğin şiiri sınırlayacağını söylese de, geleneği şiirlerinde en iyi kullananlardandır. Onun şiirleri lirizm ve erotizmdir kısaca.
O eski kadınları bilirsiniz
Keder basınca bilhassa hatırlanan
Sokaklarda yaşanmış veya evde
Karanlığın ortalık yerinde beyaz
Ve sevgili olan enine boyuna
1957 Senesinde babasının kaybından çok etkilenen Süreya, ilk şiir kitabı Üvercinka’yı yayımlar.
Birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dâhil
Süreya şiirlerinin yanı sıra nesirleri ile de edebiyatımızda ün kazanmış. Politika gazetesinde bir süre köşe yazarlığı yapar. Şapkam Dolu Çiçekler’ adlı deneme kitabı yayımlanır. Aydınlık gazetesine yazılar yazan Cemal Süreya’nın Çocuk Edebiyatına ilgisi ve katkısı büyüktür. Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi diye bir köşede çocuklarla ilgili yazılar yazar.
Savunduğu özgürlük onun bir süre şiirden nesire kaçışını sağlamıştır. Ağustos 1960 da başladığı PAPİRÜS Dergisini bir süre daha çıkardı, daha sonra Kültür Bakanlığı Kültür Yayınlarında Danışma Kurulu Üyesi oldu. Emekliliğinden sonra yayınevlerinde danışman ve ansiklopedilerde redaktör olarak çalıştı.
Bir süre hastanede yatan eşini önce hastane ziyareti sonrasında duygularını evde kaleme alıp postaya verdiği, her gün yazdığı mektupların On Üç Güne Mektuplar ilginç bir mektup denemesi örneğidir.
Güzel sözleri de pek çok yerde yayımlanmıştır.
‘Özlemek ölmekten sadece iki harf fazla be çocuk’
‘Sesinde ne var biliyor musun söyleyemediğin sözcükler var’
‘Hayat kısa kuşlar uçuyor’ bunlardan bazıları.
Cemal Süreya 9 Ocak 1990 da 59 yaşında şeker komasından hayatını kaybetti. Onun kaybından sonra bir süre şiir paydos edildi denilmesi boşuna değildir.
Hazırlayan: SERAP ALSIRT