14 Şubat denince çoğunlukla akla gelen imgeler kırmızı gül, kalp şeklinde çikolatalar, beyaz peluş ayıcıklar, tek taşlar… Birbirlerine kitap alan sevgililer var mı acaba? Öykü kitabı alan?
Niye 14 Şubat, sevgililer günü kutlamaları arasında kim vurduya gitmez mi Dünya Öykü Günü?
Yazar Özcan Karabulut, 14 Şubat’ın Dünya Öykü Günü olarak kutlanmasını şöyle anlatıyor; “Sait Faik, ‘Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey’ diyor. Biz, ‘paylaştıkça, çoğaldıkça bir anlam kazanır’ diye ekledik ve Sait Faik’in bu sözünden hareketle dünya öykü gününün kutlanacağı gün olarak 14 Şubat’a karar verdik. Ankara’da Kitapkurdu’nda ülkemizin dört bir tarafından gelen öykücülerimizle tartıştık ve bu günü benimsedik. Öyküyle, sevgiyle, Sevgililer Günü’yle birleştirilen bir gün oldu 14 Şubat. Öte yandan hiç de basit bir değerlendirme olmaz diye düşünüyorum, öykü bizim sevgilimiz aynı zamanda.”
1997 yılından beri Ankara’da öykü günleri düzenleyen Özcan Karabulut’un önerisi ile 2003 yılında P.E.N. Dünya Kongresi, 14 Şubat’ı her yıl Dünya Öykü Günü olarak kutlamayı kabul etmiş.
Öykü genelde romanın biraz gerisinde kalıyor. Kitapçılarda Dünya Klasikleri, Çok Satanlar, Yeni Çıkanlar neredeyse tamamen roman. Ayrıca macera, polisiye, bilimkurgu romanları diye ayrı raflar da var. Öykü kitapları için ayrı bölüm maalesef yok. Aradığınız kitabı çok zor bulabiliyorsunuz. Yazar adayları da genelde büyük roman yazma peşine. Güzel, kısa hikayelerin yer aldığı dergiler ve fanzinler anca meraklısına hitap ediyor. Genelde kitapçıların unutulmuş, tozlu köşelerinde, merdiven aralıklarında sığıntı gibi okur bekliyorlar.
Öyküye gönül verenler “İnsan Öyküsüyle Var” sloganı ile 2003’ten beri Dünya Öykü Günü’nde çeşitli etkinlikler düzenliyor, okurları öyküye sevdalanmaya çağırıyorlar. Öyküye sevdalanarak çoğalmaya, zenginleşmeye.
Kaygılarımız, sevinçlerimiz, korkularımızla yaşadığımız bir hayat var. Öykülerimizde ise; başka hayatlar boy gösterir, öteki renkler serpilir, yeni sesler duyulur, farklı sevdalar büyütülür. Murathan Mungan’ın dediği gibi “Kim olursak olalım, nerede ve nasıl yaşarsak yaşayalım, hepimizin bir tek hayatı vardır. Herkesin ömrüne mühürlenmiş tek bir hayatı. Edebiyat ve sanat, bizi o biricik olan hayatımızın dışına çıkararak bize başka hayatların ve varoluşların kapılarını açar, bizimkine benzeyen ve benzemeyen öykülerle tanıştırır. Bizi başkalarının yerine geçirerek çoğaltır, ruhumuzu, aklımızı, iç dünyamızı zenginleştirir.”
Gogol’un paltosundan çıkanlar, bizde palto öyküsü yok, çoban abasından çıkarız belki diyenler, artık Google’ın paltosundan çıkılıyor diyenler, dünya öykü günü için birleşiyoruz. Öyküler var bugün, umut var, yaşayacak, yazılacak ve okunacak öykülerimiz var.
Dünya Öykü Günümüz kutlu olsun.
Kainatın tüm öykü yazarlarına selam olsun, sesleri gezegenden gezegene çınlayacak, duyguları enerjiyle taşınacak, hikayeleri maddeden maddeye geçecek.
BeğenLiked by 1 kişi