11 yaşındaki genç aktivist Sevda Öztürk, her Cuma günü 15:30-16:30 saatleri arasında elinde tuttuğu  pankartla İstanbul Koşuyolu Parkı’nda sessizce ama vargücüyle haykırıyor; “Kimse değişim yaratmak için küçük değildir.”  

İklim eylemlerinin kostümsüz ve özellikli güçlere sahip olmayan kahramanı Greta Thunberg’in eylem çağrısına Türkiye’den karşılık veren gençlerden biri o. Bu sessiz çığlığı ilk atan İsveçli 16 yaşındaki iklim aktivisti Greta; 2018 yılının Ağustos ayından itibaren her Cuma okulu asıp Stockholm’de bulunan İsveç parlemento binası önünde iklim krizine dikkat çekmek için oturma eylemine başladı.

Onun hikayesine gelince: 8 yaşında bir kız çocuğu düşünün. İklim değişikliği ve küresel ısınma terimleriyle henüz o yaşta tanışmış. İzlediği belgesellerde kutuplar eriyor, kutup ayıları yok oluyor, denizler, göller plastik atıklarla zehirleniyor. Bu görüntüler onu öylesine etkiliyor ki hiç aklından çıkaramamış. Sürekli olarak bunlar hakkında düşünüyor ve önlemler alınmadığını fark ediyor. 11 yaşına geldiğinde dert edindiği bu durum onu depresyona sürüklüyor. Ailesi tarafından doktora götürüldüğünde “asperger sendromu ve seçici konuşmazlık” teşhisi konuluyor. Asperger sendromu otizmin bir versiyonu.  Greta sosyal oyuna katılmayı sevmiyor, yalan söyleyemiyor, söylediği şeyin aksini yapamıyor. Tüm bunlar 11 yaşındaki Greta’yı diğer çocuklardan farklı kılıyor.  Greta geçmişteki durumunu şöyle özetliyor:

“Bence herkes gibi olabilirdim, ama o zaman herkes gibi yapmaya devam edecektim, asla bu eylemlere başlamayacaktım çünkü sadece herkes gibi olacaktım.”

Küresel iklim sorunlarında yetkililerin somut önlemler almadığını, insanların gereken özeni göstermediğini ve konunun ne kadar acil olduğunu düşünerek 15 yaşında İsveç parlemento binasının önünde elinde pankartı Cuma günü eylemlerini başlatttı. İlk başlarda tek başına olan Greta’ya zamanla önce okul arkadaşları ardından İsveçli diğer akranları okulu kırıp iklim için bir araya gelerek, destek olmaya başladı. Zamanla hareket İsveç sınırlarını aştı ve dünyanın pek çok şehrinde binlerce öğrenci Cuma günü “gelecek için Cuma” eylemlerine katıldı. Bu gençlerin insanlığa sorduğu en önemli sorulardan birisi şöyle; “Eğer küresel ısınmayla mücadele etmemiz gerekiyorsa ve bu acilse, neden etmiyoruz ?”

2018’in en etkili gençlerinden olan Greta Davos’ta yaptığı konuşmasında şöyle diyordu: “Benim her gün hissettiğim korkuyu sizin de hissetmenizi istiyorum. Tıpkı kriz anlarında olduğu gibi harekete geçmenizi istiyorum. Eviniz yanıyormuş gibi… Çünkü olan bu.”

Genç aktivist hava kirliliğine sebep olduğu için uçağa binmeyi protesto ediyor. Birleşmiş Milletler’de yapılan iklim zirvesine katılmak için “duşsuz ve tuvaletsiz” bir yelkenliyle İngiltere’den yola çıkıp, Atlantik’i geçerek  New York’a ulaşmasının bu konuda farkındalık yarattığına inanıyor.  

Greta’nın yolunda her Cuma greve çıkan cesur gençlerden Sevda’yı bu hafta yaptığı eylemi sırasında Pazartesi14 adına ziyaret ettim. Avukat bir anne ve bir yazılım şirketinde yönetici olan babanın çocuğu Sevda, başarılı bir öğrenci, aynı zamanda sporla ilgileniyor, altı yıldır bir voleybol takımında yer alıyor, doğayı, hayvanları çok seviyor. Yaptığı eyleme son derece hakim ve ne yapmak istediğinden de oldukça emin. Banka oturup pankartlarını hazırlarken heyecandan elleri titriyor, yüzü gülüyor, gözleri umutla parlıyor. Etrafta dolaşanların dikkatini çekmeye başladığında mutlu oluyor. Başı dik ve mağrur duruşuyla insanların gözlerinin içine bakıyor, geleceğine sahip çıkıyor bu genç kız. Ailesi, sevenleri ve arkadaşları da onu yalnız bırakmıyorlar elbet.


“Rastladıklarımın çoğu olup bitenleri ve geleceği hiç anlamıyor,” demiş Stephan Zweig.  Sevda’da  parkta rastladıklarına  şunu söylüyor; “Ben geleceğim ve hepiniz geleceği anlayana kadar buradan gitmeyeceğim.” Tanışmaktan büyük keyif aldığım, mücadelesine hayranlık duyduğum Sevda’yı sizlerle de tanıştırıp, söylemleri Koşuyolu Parkı’nın dışında da duyulsun istiyorum…

-Greata’nın eylemini nereden ve nasıl öğrendin?

Greta Thunberg’in eylemini ilk Ayvalık’ta bir iklim aktivisti olan Ege Edman’dan öğrendim.

-Peki bu eyleme katkı sağlamaya ne zaman karar verdin? Bu süreci nasıl geçirdin?

Bu eyleme katkı sağlamayı düşündüğüm gün, arkadaşım Ege Edman ile beraber sohbet ediyorduk, konu iklim grevlerine geldi. Onun zaten böyle eylemler yaptığını biliyordum ancak pek bilgi sahibi değildim ve durumun aciliyetinin farkında değildim. Ona sordum, o da bana anlattı. Sonra benim de bir katkıda bulunmam gerektiğini düşündüm ve Ege’nin desteği ile grevlere başladım. Bu süreç boyunca biraz tedirgindim çünkü hayatımda ilk defa bir grev yapıyordum ve bu bana çok değişik geliyordu.

-Çevre ve iklim değişikliği konularına ilgi göstermen ve duyarlı olmanı sağlayan ilk şey nedir?

İklim değişikliğini ilk olarak okulda öğrendim. Ama okulda bana asla bu kadar ciddi bir durumla karşı karşıya olduğumuz söylenmedi. Çevre konusundaki duyarlılığım, babam ve annemle beraber Validebağ Gönüllüleri ve Validebağ Savunması’nın eylemlerine ve etkinliklerine katılmamla oluştu.

-Türkiye’de bu eylem kaç noktada devam ediyor? Birbirinizle etkileşim halinde misiniz?

Şu an 11 kişiyiz ve hepimiz birbirimizle etkileşim halindeyiz.

-Gelecek nesillere nasıl bir miras bırakmak istiyorsun?

Yaşayan, güzel bir dünya bırakmak istiyorum.

-Aile içinde iklim ve çevreyi koruma amaçlı yaşamınızda neleri değiştirdiğiniz? Diğer ebeveynlerden bu konuda taleplerin nelerdir?

Aile içinde yaşamımızda tek kullanımlık plastik kullanmayı durdurduk, deodorant ve parfüm kullanmayı bıraktık, araba yerine daha sık toplu taşımaya binmeye çalışıyoruz, ev temizliğinde doğal ürünler kullanmaya çalışıyoruz, endüstriyel hayvancılığın doğaya verdiği zarar nedeniyle et tüketimimizi azaltmaya başladık ve ben de gelişme çağını bitirdikten sonra vejetaryen olmayı düşünüyorum. Diğer ebeveynlerden de bu konularda duyarlı olmalarını talep ediyorum.

-Türkiye’de iklim krizi sence ne kadar ciddiye alınıyor?

Türkiye’de bence insanlar ve yöneticiler iklim krizini pek önemsemiyor ve bu beni çok mutsuz ediyor.

-Burada yaptığın eylem dışında çevre konusunda yaptığın başka çalışmalar var mı?

Evet var, ben de Validebağ Gönüllüleri ve Validebağ Savunması’nın eylemleri ve etkinliklerine katılıyorum.

-Arkadaşlarının ve öğretmenlerinin yaptığın eylemle ilgili ilk tepkileri nasıl oldu?

Bana çok destek oldular. Zaman zaman ziyaretime geliyorlar. Eylem için yanımda oluyorlar.

-Hedeflerinin arasında gelecekte güçlü bir aktivist olmak var mı?

Aslında benim istediğim herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi ve bu yüzden artık böyle eylemler ve grevler yapmama gerek kalmamasıdır. Ancak eğer böyle devam ederse her zaman grevlerime devam edeceğim.

-Geleceğin için ülke yöneticilerinden neler bekliyorsun?

Ülke yöneticilerinin iklim krizini önleyecek yeni kurallar getirmesini ve Paris İklim Anlaşması’nın meclisten geçmesini istiyoruz.

-20 Eylül 2019, Cuma Fridays For Future Turkey tarafından düzenlenen Sıfır Gelecek-İklim Kriziyle Küresel Mücadele Kampanyasına katılacak mısın?

Ben de orada olacağım.

-20 Eylül’den sonra da eyleme devam edecek misin?

Evet, eyleme devam edeceğim.

-Gençler adına taleplerinizi tekrar eder misin?

Paris İklim Anlaşması’nın meclisten geçmesini, IPCC Raporu’nun önemsenmesini, insanların iklim krizini durdurmak için ellerinden ne geliyorsa yapmasını, yöneticilerin harekete geçmesini, yaşayan bir dünya olmasını ve en önemlisi iklim adaleti istiyoruz!

-Türkiye’de iklim ve çevre eylemlerinin karşılık bulduğunu düşünüyor musun?

Bazen, nadiren de olsa karşılık buluyor ama genelde karşılık bulduğunu düşünmüyorum.

-Eylemler yerini bulmaz, hiç kimse üzerine düşeni yerine getirmezse nasıl bir gelecek öngörüyorsun?

Dünya da yaşam çok kötü olacak. Ekosistem çökecek, gıdaya erişim zorlaşacak ve bunun sorumlusu biz insanlar olacağız.

Özlem Budak