“Sihirli Flüt” operası 1791 yılının 30 Eylül tarihinde ilk gösterimini yapar, orkestrayı Mozart’ın kendisi yönetmektedir.

Mozart, bir ay sonra hastalanır, 5 Aralık’ta vefat eder. İçsel gelişim ve aydınlatma anlatılarıyla dolu “Sihirli Flüt”;  bir barış, kardeşlik ve sevgi dünyası kurmuştur. O, hepimizi çocukluk düşlerimizin fantastik sahnelerine doğru savurur, uzun bir masalın etrafta uçuşan kahramanlarından biri gibi yaşama devam etmemizin nedeni odur. Günle geceyi, güneşle ayı, ateşi, suyu, yılanı, kuşu onunla yeniden tanırız. Mozart’ın uçarı, şaşırtıcı, neşeli, umut dolu müziği hiç bitmesin isteriz, bitmesin ki hepimiz şimdiki zamanın  cesur kahramanları olarak var olalım.

Güneş ve ay arasında efsanevi bir yerde başlar opera. Gece Kraliçesi’nin hizmetinde olan üç kadın Prens Tamino’yu bir yılandan kurtarır. Olanları kraliçeye anlatmak için ayrıldıklarında kuş avcısı Papageno ortaya çıkar. Kadınlar Tamino’ya, kraliçenin kızı Pamina’nın  Sarastro tarafından köleleştirildiğini söyler, Pamina’nın portresini prense gösterirler. Tamino kızın resmine âşık olur. Patlayan gök gürültüsüyle ortaya çıkan kraliçe, Tamino’ya kızının kaybını anlatır ve onu kurtarmasını emreder. Üç kadın, çıkacakları yolculuk sırasında güvenliğini sağlamak için Tamino’ya bir flüt ve Papageno’ya gümüş çanlar verirler. Sarastro’nun yanındakilerden biri olan Monostatos, Pamina’yı arzulamakta ve takip etmektedir, ancak Papageno Pamina’ya ulaşır, Tamino’nun onu sevdiğini ve onu kurtarmak için yola çıktığını söyler. Monostatos ve adamları, Papageno ve Pamina’yı yakalamak için kovalarlar, ancak Papageno sihirli çanları çalarak onları durdurur. Sarastro tapınağına götürülen Tamino ise kendisini vahşi hayvanlardan korumak için flütünü çalar. Tamino ve Papageno tapınakta sessiz kalacak ve bir şey yemeyecekler ve Tamino’nun inisiyasyon törenleri yapılacaktır. Pamina’nın yanına gelen Gece Kraliçesi, kızına verdiği hançerle Sarastro’yu öldürmesini istese de kızı bunu yapmaz,  Tamino’yla birlikte su ve ateşin zorluklarıyla karşı karşıya kaldıkları aydınlanma imtihanından geçerler. Papageno’nun istediğiyse bir eşi olmasıdır, daha önceden tanıştığı yaşlı kadına sadık olmayı vaat ettiğinde kadın, aniden güzel Papagena’ya dönüşür. Gece Kraliçesi, hizmetindeki üç kadın ve Monostatos’la tapınağa saldırır, ancak mağlup edilir. Sarastro, cesaret, erdem ve bilgeliğin zaferini kutlamak için Pamina ve Tamino’yu kutsar.

Gerçeküstü akışıyla aydınlanma çabalarını, öğretme gayretini bir araya getiren hikâyenin sahibi Mozart’ın arkadaşı Emanuel Schikaneder’dir. Böylesine farklı unsurları birleştirmesi merak uyandırınca etkilendiği eserlere göz atmak kaçınılmaz hale gelir. “Sihirli Flüt”ün librettosu üzerine yapılan çalışmalarda birkaç kaynağın varlığından söz ediliyor. “Sihirli Flüt”ün açılış sahneleri ile Chrétien de Troyes’in (c. 1177) ortaçağ romantizm eseri olan “Yvain”in bölümleri arasında güçlü benzerlikler olması bunlardan biri; Yvain adlı kahramanın, ıssız kırsalda üç kadın tarafından kurtarılması, tuhaf kıyafetlere bürünmüş değişik bir adamla karşılaşması, Papageno gibi. Diğer kaynak Fransız yazar Jean Terrasson tarafından yazılan roman “Sethos’un Hayatı”(1731); “Sihirli Flüt”ün açılış sahnesinde görünen yılan, tapınaktaki su ve ateş denemeleri, Sarastro’nun söylediği “Isis ve Osiris” aryası gibi. Sarastro ve rahipleri Bereket-Sağlık Tanrıçası İsis ve eşi olan Diriliş Tanrısı Osiris’e ibadet ediyorlar.  “Sethos’un Hayatı”, Antik Mısırlıların gizemli yaşamı hakkında yazılmış Yunanca bir el yazmasının tercüme edilmiş kopyası.  1786-1789 arasında yayınlanan Dschinnestan adlı üç kitap dizisinde yer alan 19 masal,  Sihirli Flüt yazıldığı sırada Viyana’da ayrı ayrı yayınlanmış ve birçoğu Schikaneder’in Sihirli Flüt librettosunu etkilemiş. Kötü Monostatos karakterinin oluşturulması, Tamino’nun resmini gördüğü kadına âşık olması, akıllı çocukların- üç erkek çocuk- kahramanlara akıl vermesi,  “trajik bir sonucu önlemek için parlayan beyaz bir bulutun üzerinde” göklerden inen çocuklar. Son olarak “Lulu veya Sihirli Flüt” hikâyesinden operanın başlığının alınmasına kadar uzanan, günümüzde “metinlerarasılık” olarak adlandırılabilecek diğer eserlerden alıntılamaya dayanan opera metninin üzerinde durulması gereken bir diğer unsuru sembollerdir.

Mozart’ın bu son operasında sihirli olarak tanımlanan flütün büyüleyici yanıyla tasavvuf müziğinin sesi olan ney arasında bir bağlantı kurulduğu anlaşılıyor. Geleneksel olarak kamış (ney), derviş zikirlerine eşlik etmek için kullanılır.  Ruhani özellikler taşıyan, dünyadaki varlığı ruhani dünyaya açan şey,  ilahi bir nefesin gücüdür.  Pamina’nın babası tarafından yapılmış olan sihirli flüt, Tamino’ya iki olayda yardımcı olur;  Pamina’ya seslenmek  ve sevincini göstermek, çevredeki varlıkları büyülemek.

Sessizlik gizemli olana erişimi sağlıyor. Kendisini ateş ve su testlerine hazırlamak, karşıtlarla yüzleşmek, onları aşmak, gerçek ışığın kaynağına ulaşmak için sessizlik gerekiyor.

Sihirli ziller,  Papageno’ya verilen ziller; Monostatos’un öfkesinden kaçışında ve Papagena’yı ararken kullanılıyor.

Yılan sembolüne gelince, Mısır geleneğinde güneş, geceleyin bir yeraltı yolculuğuna çıkar. Gündoğumu tarafından yutulmadan ve kovulmadan önce diğer yılanlarla savaşmak için bir yılana dönüşür. Bu nedenle yılan, hem yıkan ve yeniden yaratan olarak kabul edilebilir.

Pamina’nın portresi Tamino’ya kendindeki ötekiyi gösterir.  İnsani aşkla ilahi aşkı birleştirilen karşıtları  yüz yüze getirir. Opera boyunca Mozart’ın müziği karşıtları yaklaştırır, onları karanlıktan ışığa, cehaletten bilgiye doğru giden yolda yükseltip birleştirir.

Sarastro-üç çocuk ve Gece Kraliçesi-üç kadın; Opera’nın başlangıcından itibaren,  karanlık ve ay  ile ışık ve güneş arasındaki ikilik vurgulanır. Sarastro ile Gece Kraliçesi arasındaki ilişki, aydınlık ve karanlık arasındaki mücadeleyi işaret eder. Her iki karakterin üçer yardımcısı vardır.

Papageno-Papagena , Varlığın durumları ve karakterler temsilinde, üç elementin  (Ateş, Su ve Toprak), etrafındaki ‘hava’yı temsil ederler. Yükselen ve alçalan hareketleriyle ara bir dünyada kalırlar. Tamino-Pamina (Ateş-Su), karşıtların birleşmesini sağlayacaktır.  Cennet ve Dünya’yı, ışığı ve karanlığı birbirine bağlayan birleşik bir kuvvettir.

Üç sayısı,  Üç oğlan çocuğu; doğa, akıl ve bilgelik. Operanın başlangıcında üç kadın tarafından üç parçaya bölünen yılanın tekrar birleştirilmesi gerektiği duyurulur. Kuvvet, güzellik ve bilgelik olmadan hiçbir şey süremez.

Sarastro, Mısır’ın Güneş Tanrısının döngüsü; gün batımı veya karanlığa dalma, gündoğumu veya yeniden doğuş; öğlen güneşi veya tam ışık. Sarastro, karanlıktan geçişin sorumlusudur, ışığa, bilgi kaynağına girişin inisiyatifidir.

“Sihirli Flüt”te Masonik içeriklerin olduğu kadar, masonik göndermelerin operayı daha dikkat çekici kılmak için yapıldığı üzerine görüşler olduğunu ekleyelim. Bunun yanında opera metnindeki cinsiyetçi ve anti feminist öğeler üzerine çalışmalar yayınlanmaya devam etmekte. Başka bir yazıda bu konuları detaylı ele alabiliriz. Bugün için yazınsal merakımı devam ettirip Goethe’nin yazdığı “Sihirli Flüt  Bölüm II”ye geçmek istiyorum.

1795’te, “Sihirli Flüt”ün ilk sahnelenişinden dört yıl sonra Goethe, Mozart’ın operasının devamını yazmayı planlar. Çalışma süreci kesintiye uğrayınca 1802’de “Dramatik Bir Masal” alt başlığıyla yayımlanır. Beş yıl sonra farklı semboller ve konular eklenmiş olarak yeniden yayımlansa da hikâye yine de tamamlanamaz.  Goethe’nin “Sihirli Flüt II”nin sembollerini ve  fikirlerini, özellikle Faust adlı eserinde  sürdürdüğü desteklenen edebi görüşlerden biridir. Hatta Thomas Mann, Goethe’nin Sihirli Flüt’ünü “Homunculus ve oğlunun hâlâ ışıldayan kutunun içinde olduğu küçük bir Faust […]” diye tanımlar. Goethe’nin Faust adlı eserinde de aydınlanmanın en büyük başarısını temsil eden bir Homunculus karakteri vardır.

“Sihirli Flüt hayatım boyunca arkadaşım oldu” der Ingmar Bergman . 12 yaşında Stockholm operasında onu görmüştür. Bir gezisi sırasında on sekizinci yüzyıldan kalma barok bir tiyatronun içinde “Sihirli Flüt”ün büyüsüne kapılır. Barok tiyatro ve gördüğü opera yıllarca zihnindedir, İsveç televizyonu başkanına söyleyene kadar. Televizyon için “Sihirli Flüt”ü yapmak istiyorum” der. Filmin başında barok tiyatronun barok resimle bezenmiş perdesinin açılmasını bekleyen sarışın küçük çocuğun yüzünü yakın plan görürüz. Ardından bütün salonu dolduran büyük küçük herkesin. “Sihirli Flüt” başlar, büyü dünyaya yayılır.

Coronella