Balıklar yüzgeçlerini sürterek ses çıkarır
Kapı aralıkmış geceden
Haziranın sonu gelmeyen sıkıntısı
İçini nefes nefese doldursun
Masa akşamdan kalma
İki Çinli yazar bir hasta rüzgar
Koltuğa yığılmış balık sesleri
Japon fenerinden kirli sandala kadar
Yasemin kokusu
Yazarlardan biri Lu Xun
Fotoğrafta sessiz Çinlileri gördün Lu Xun
Japon kılıcı altında
Keskin çeliğin üstünde yüzgeçsiz Çinlileri
gördün
Balıklar dişlerini gıcırdatarak ses çıkarır
Gün doğarken çayır kokar kuşlar
Uykusuz bir parlaklık asılı kalmış havada
Açıkta kedere meyilli iki sandal
Denize bir kapı açılmış gibi edebiyattan
Eileen Chang elbiselerin Fransızca
Dilinin aynasında Şanghayca, Kantonca, Mandarin
Çin kıyı şeridine vuran eli ağır dalgalar
İlk gördüğün son gördüğün okyanus
Çıplak Dünya’nın firari kadını Eileen Chang
Bilirsin
Balıklar kılçıklarını sürterek ses çıkarır.
Nükhet Eren

Saygıdeğer Uğur Gergin, çok teşekkür ederim. Uzun yanıtım ne yazık ki kayboldu, bunun akabinde tekrar yazacağım.
Saygıyla
Nükhet
BeğenBeğen
Balıklar, yüzgeçlerini sürterek ses çıkarır ile, başlayıp, Balıklar, kılçıklarını sürterek ses çıkarır arasındaki dizelerle ifade edilen muhteşem çağırışımlılara mest oldum. Hem vala, hem billa.
Kendimi, 1964 ile 1994 yıllarımı , iyi okur olduğum bir dönemim olarak tanımlayabilirim. Zira,o yıllarım İtibarlı sayılacak bir yayınevinin yöneticisi idim. Sonraki yıllarda , yani, “ileri yaş” yada her yıl mukannen, biraz daha ihtiyarlamamı, nazikâne “yaş alma ” diye, yeni moda terkib ile iltifata mazhar olmam, bu gerilememin önüne geçemedi.
Kısaca, meraklısı olmaktan, özürlü olamaya doğru bir sürecin içinde olduğumun farkındayım. Ne Var ki;
Sayın Işın Güner Tuzcular Hanımefendiyi “Taşlık Sahaf Kahve” toplantılarımızda tanıdıktan sonra “PAZARTESİ 14” ün tiryakisi oldum. Ve ilgi ile takip ediyorum.Kendilerine bu durumu her fırsatta söylüyor ve bundan zevk duyuyorum.
Elbette, Sizden de söz ediyorum.
Bugünkü okuduğum şiiriniz, beni bir anda o eski okuma yıllarıma aldı götürdü.
Çin, Japon, hatta Kore’nin (bölünmezden önceki) de dahil olduğu bir uzak doğu kültürünün, sosyal, feodal (Hanedanlar), acılı, tüm olumsuzluklara meydan okumuş , gerektiğinde yerden yere vurmayı bile göze almış, Eileen Chang ve Lu Xun adının geçmesi, bu saydığım ülkelerin edebiyatı ile ilgili kitapları, başta boğaziçi Üniversitesi olmak üzere farklı yayınevleri için bastığım kitapların, bir bir zihnimde canlanmasına vesile oldu.
Teşekkürler.
Şiirinizin her satırında müthiş anlam zenginlikleri var. Sanki her bir mısra, bir altındakini kıskandıracak gibi.
“Hasta Rüzgâr”
“Açıkta kedere meyilli iki sandal”
“Çıplak Dünya” ” Firari kadın” – Sanırım Amerikaya ilticası-
“Çayır kokar kuşlar”
Daha niceleri…
————
Ve “Manderinler”;
80’li yılların başlarında, yakın zamanda kaybettiğimiz değerli Yazar/çevirmen, , Nihal Yeğinobalı cevirmiş, ben Edit etmiş ve yayınlamıştım. Kendisine “Sevgili Ablam”” diye hitap ederdim. Vefatından birkaç ay önce Taşlık Sahaftaki kendisine hayranlık duyan dostlarını da yanıma alıp Yeğinobalının ziyaretine gitmiştik. İyi ki de gitmişiz.
Anlıyorum. Sevdiniz şiirimi, ama…
Hiç aklınıza getirmeyin. Önce şiiriniz. Ötekiler, Af buyrun, anılarımın ya da yaşımın cüreti.
Şunu da bu iletime eklemek istiyorun. Opera denemelerinizi harika buluyorum.
Taşlık’taki dostlarıma salık verdim. Etkisini de gördüm. Mesela, İkinci Katerina üzerine epeyce geri dönüşler aldım.
Pek tabii çok mutlu oldum.
Alın size “Bir mesela” daha: Bence bu şiir masaya yatırılacak nitelikte. Arka plandaki tarihi dokunun da anımsatılması ile… derim.
Nükhet Eren hanımefendi, sizi tekrar tebrik ediyorum , nice, böyle anlamlı, güzide şiirler yazmak nasip olsun.
Saygılarımla.
Uğur G.
BeğenLiked by 1 kişi