(1905 – 6 Temmuz 1975)
Tarihçi, Yazar
“Öncelikle metinlerinin taşıdığı Türkçe lezzeti için okurum onu. Osmanlıca sözcükleri şimdi olduğu gibi öyle uluorta kullanan insanların değil, belli bir dil duygusu, zevki ve zarafetiyle kullanan insanların döneminin yazarıdır o… Reşad Ekrem Koçu’nun bir diğer önemi, birçok tarihçi yazarın atladığı, önem vermediği, oysa dönem ruhunu ve atmosferini yansıtmada çok önemli olan nesnelere, eşyalara, ayrıntılara, âdetlere dikkat çekmesi, bir çeşit gündelik hayatın tutanaklarını sergilemesidir.” -Murathan Mungan-
“Üstadın romanları bizim bildiğimiz roman değildir; daha çok çeşni kazanmış bir vakayiname; hayat boyu okuyup hatmettiği “Tayyarzade”, “Hançerli Hanım” tipindeki 18. asır halk hikâyelerinin getirdiği bir üslup hâkimdir. İşte cılız tarihi roman edebiyatımızda, üstadı özgün ve lezzetli kılan niteliği de budur. Üstelik “romancı tarihçiye sadık kalmak zorunda değil” tümcesini; “romancı cahil olup istediğini uydurur” hükmüne çevirenlerin ortamında Reşad Ekrem, sağlam tarihi bilgisiyle nesillere tarihi sevdirip tarih öğreten biridir.” -İlber Ortaylı-
“Ayaklı Ansiklopedi”, “Bir İstanbul Tutkunu” olarak tanınan Reşad Ekrem Koçu, İstanbul üzerine yapılan çalışmalar söz konusu olduğunda önde gelen isimlerden biridir.
1905 yılında İstanbul’da bir memur-öğretmen ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelen Reşad Ekrem Koçu’nun babası Ekrem Reşad Bey ve annesi Hacı Fatma Hanım’dır. Babası Ekrem Reşat Bey, İstanbul’da Maarif Nezâreti tercüme kaleminde çalışmış, Tarîk, Ma‘lûmât ve Cerîde-i Havâdis gazetelerinde yazı yazmış, daha sonra Konya’da Sanayi Mektebi müdürlüğüne tayin edilmiş ve burada Babalık gazetesinde de başyazarlık yapmıştır. 1925’te İstanbul’a döndüğünde 1933’te ölümüne kadar Cumhuriyet gazetesinin memleket haberleri servisinin başında bulunmuştur.
Reşad Ekrem’in çocukluğu İstanbul’da, Yukarı Göztepe’deki ahşap köşkte geçti. 1918’de Konya Anadolu İntibah Mektebi’ni, 1927’de ise Bursa Erkek Lisesi’ni (yatılı) tamamladıktan sonra 1931’de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’ne girmesi hayatında bir dönüm noktası oldu. Mezun olmasının hemen ardından bu üniversitede Osmanlı Tarihi Kürsüsü’nde Ahmet Refik Altınay’ın asistanı olarak kaldı. Burada Osmanlı Muâhedeleri ve Kapitülasyonlar 1300-1920 ve Lozan Muâhedesi adlı çalışmasını hazırladı. 1933’te yapılan reform hareketinin ardından hocası Ahmet Refik Altınay’ın kadro dışı bırakılması üzerine kendisi de akademik yaşamına son verdi.
Kuleli Askerî Lisesi, Vefa Lisesi ve Pertevniyal Lisesi tarih öğretmenliği yanında Cumhuriyet, Yeni Sabah, Milliyet, Hergün, Yeni Tanin ve Tercüman gibi gazetelerle Hayat Tarih Mecmuası, Resimli Tarih Mecmuası, Tarih Dünyası, Hayat, Yeşilay, Büyük Doğu, Hafta, Türk Folklor Araştırmaları, İstanbul Enstitüsü Mecmuası vb. dergilerde makaleler yazmak suretiyle geçimini sağladı. Yazılarında “Çekirge Pehlivan, Ahmet Bülent Koçu ve Reşad Ekrem” imzalarını kullandı.
Reşad Ekrem’in iyi bir tarihçi olarak yetişmesinde hocası Ahmed Refik’in, İstanbul’un bütün özelliklerini tanımasında ve sevmesinde de yazar Ahmet Rasim’in rolü çok mühimdir. Ahmet Refik Altınay, tarih ile edebiyatı birleştiren, arşivlerden ilginç, tuhaf içerikli belgeler bulup dergilerde, gazetelerde yayımlayan, kitapçı kitapçı gezen, tarihi kolay okunur bir hale getirmeye çalışan biriydi. Reşad Ekrem Ahmet Refik’in bu özelliklerini Ahmet Rasim’in İstanbul’a olan sevgisini kendisinde birleştirerek İstanbul’un tutkunu tarihçi bir yazar oldu.

“İstanbul Ansiklopedisi’ni beş kuşaktan beri hemşerisi olmakla öğündüğüm büyük şehrin Türkler tarafından fethinin beş yüzüncü yılına hediye etmeğe ant içtim”
Bu arzusunu, 1940 yılında Cemal Çatlı adlı bir kereste tüccarının maddi desteğiyle gerçekleştirdi. Ankara Caddesi’nde, Nallı Mescit’in aşağısındaki bir hanın alt katında çalışmaya başladı. Ansiklopedide yer alacak maddelerin büyük bir kısmını kendi kaleme alıyor, hatta gerekiyorsa resimlerini de yapıyordu. İlk fasikül 1944 yılının Kasım ayında yayımlandı. Büyük boy, otuz iki sayfalık fasiküller halinde basıldı. Ancak bu önemli proje tamamlanmadan yarım kaldı. Eser yirmi dört ciltte tamamlanacak şekilde planlanmış, ancak on birinci cilt, G maddesine kadar yayımlanabilmiştir. 1951’de dördüncü cildin ortalarında 34. Fasikülde “Bahadır Sokağı” maddesinde maddi şartlar nedeniyle yayınına ara verilen Ansiklopedi 1958’de Mehmet Ali Akbay isimli bir tüccarın maddi desteğiyle Sirkeci’deki bir handa tekrar yayımlanmaya başlandı. Sponsor Akbay ile 1958’den 1965’e kadar 106 fasikül çıkartan Koçu, Akbay sonrası dönemde 1965’ten 1973’e kadar ancak 67 fasikül çıkartabildi. Kaçınılmaz son geldiğinde 173. fasikül İstanbul Ansiklopedisi’nin son fasikülü oldu ve eser “Gökçınar” maddesinde yayın durduruldu. (1974)
“Kimi zaman ‘gündelik hayat tarihi’, kimi zaman ‘popüler tarih’ denilen türdeki yapıtlardan söz açıldığında ilk akla gelen isim Reşad Ekrem Koçu. Koçu’nun neredeyse tek başına yazıp resimlediği İstanbul Ansiklopedisi konuyla ilgilenenler için efsanevî bir yapıttır. İstanbul’un sayısız ayrıntısını madde madde yazmıştır Koçu.” -Behçet Çelik-

Öğretmenliği sırasında “Tarihten Sesler” gibi çeşitli dergi ve gazetelerde şiir, hikaye ve çocuk romanları, Osmanlı döneminin ilginç olaylarını ve kişilerini öyküleştirdiği “Esircibaşı, Forsa Halil (1962) gibi tarihî romanlar ve belirli bir tarihî şahsiyeti anlatan romanlaştırılmış tarih (Patrona Halil [1967], Kabakçı Mustafa [1968], Kösem Sultan [1972]) monografyalarını, “Erkek Kızlar” (1962) ve Haşmetli Yosmalar (1962) gibi kitaplar yazdı. Hatice Sultan ve Ressam Melling (1934), Eski İstanbul’da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947), Erkek Kızlar (1962), Dağ Padişahları (1962) gibi kitapları yanında bu tür birçok yazı dizisi de gazete sayfalarında kaldı.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinin ilk beş bölümünü bugünkü dile aktardı. (1944-1949) İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki Seyyid Vehbî’nin Surnâme’sini (1939), Haşmet’in “Vilâdetnâme”sini (1940) ve “Aşçı İbrâhim Dede Mecmuası”nı da (1960) sade bir dille kısaltarak yayımladı.
Edmondo de Amicis, Jean de Thevenot, Theophile Deyrolle, J. E. Dauzats, Lady Mary Wortley Montagu ve Elizabeth Craven gibi yazarların İstanbul ve Türkiye’den bahseden seyahatnâmelerini de yine kısaltıp resimli kitapçıklar halinde dizi olarak bastırdı.
Osmanlı Padişahları (1960), Yeniçeriler (1964), Osmanlı Tarihinin Panoraması (I-II, 1964) ve Fatih Sultan Mehmed (1965) gibi tarih araştırmaları da sundu. Cumhuriyet gazetesi ilâvesi olarak basılan Türk İstanbul (1953), Osmanlı Tarihinin Panoraması (1954), Türk Giyim, Kuşam ve Süslenme Sözlüğü (1967), Topkapı Sarayı (1960) ansiklopedik eserler yazdı.

Reşad Ekrem Koçu’nun diğer belli başlı çalışmaları da şunlardır: Sümer Türkleri (1933), Selçuk İmparatorluğu (1933), Bizans Tarihi (1934), Tarihten Evvelki Zamanlar (1934), Ahmed Râsim: Hayatı, Seçme Şiir ve Yazıları (1938), Taçlı Fahişeler (1944), Tarihn imizde Garip Vakalar (1952), Tarihimizde Kahramanlar (1960), Haşmetli Yosmalar (1963), Dârülaceze (1974), İstanbul Tulumbacıları (1981), İstanbul Camileri.
Reşad Ekrem aynı zamanda iyi resim yapan, fakat genellikle nahif üslûbu tercih eden bir ressam ve Acı Su: Şiirler (1965) adlı şiir kitabında da görüldüğü gibi serbest nazmı başarıyla kullanan bir şairdi. Çocuklar (1938) başlıklı romantik küçük kitabının ise belki bazı kısımları gerçek hikâyelerden oluşmuştu
Birçoğu yayımdan kalkmış olan irili ufaklı dergilerde basılan yüzlerce yazısı olan Koçu, emekli olduktan sonra hayatının son yıllarını Ankara caddesi ve Sirkeci’deki bürolarında bulunan arşivini de naklettiği civardaki bir apartman dairesinde geçirdi. Son olarak Tercüman gazetesinde yazan Reşad Ekrem Koçu, 6 Temmuz 1975 tarihinde evinde vefat etti ve Sahrayıcedid Mezarlığı’na defnedildi. Hiç evlenmeyen Reşad Ekrem’in arşivi vefatından sonra evlat edindiği Mehmet Koçu tarafından tasfiye edildi.
“Koçu’nun vefatının ardından ansiklopedinin kıymetini kavrayamamış olanlardan Mehmet Ali Akbay “yer darlığından dolayı!” elindeki ciddi sayıda fasikülü kiloyla kâğıt olarak satma gafletinde bulunur. “Tabiatıyla o zamanlar, on beş yıl sonra ansiklopedinin yarım milyona alıcı bulabileceğini kimse hayalinden dahi geçiremezdi.” Bir tarafta Akbay fasikülleri satarken diğer tarafta da Mehmet Koçu, Reşad Ekrem’in Göztepe’deki dairesinde bulunan çok değerli arşivini tasfiye eder. Niyazi Ahmet Banoğlu aracılığıyla Tercüman gazetesine aktarılan bu arşiv önce Mehmet Koçu’nun ölümü ve sonra da 1980’lerde Tercüman gazetesinin arşivinin dağılmasıyla sonu meçhul bir âkıbete mâruz kalır.”
İstanbul’un hafızası tarihçi yazar Reşad Ekrem Koçu’yu vefatının 45. yılında saygıyla anıyoruz.
Ayşen Cumhur Özkaya
Kaynakça :
Jale Gürgen – Abdullah Şengül : Reşad Ekrem Koçu’nun Tarihi Romancılığı
Jale Gürgen : Reşad Ekrem Koçu’nun Tarihi Romanları
Jale Gürgen : Bir İstanbul Tutkunu – Reşad Ekrem Koçu
Hasan Ulucutsoy : Reşad Ekrem Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi
Hikmet Altınkaynak : Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü
Eser Tutel : Osmanlı Tarihinin Romancısı
İstanbul Ansiklopedini şimdi çok merak ettim. Sayenizde her gün yenibir şeyler öğreniyıruz. Teşekkürler NEYYA. Sizin de elinize sağlık.
BeğenBeğen