İnsan yanlış çalan bir saat, aksayan bir kadran, parazit dolu bir radyo istasyonu gibi bozuk, çaresiz sapıp duruyordu durmadan” (Eski Sevgili Syf:105)

12 Ocak 1931 de Fatih’de dünyaya gelen Leyla Erbil’in yaşamı , 19 Temmuz 2013 de Balat Hastanesinde sona erer.  Kaptan ve makinist olan babası Hasan Tahsin Bey ile 1959 yılında şileple Amerika yolculuğu yaparlar. Babasına olan sevgisini bir çok eserinde onun ismini kahramanlarına vererek göstermiştir. Beşiktaş Kız Lisesinde son sınıfa  kadar okuduğu Lise öğrenimini   Kadıköy Kız Lisesinde tamamlar. Bu yıllarda öğretmeni Vehbi Beyin desteğiyle öykü ve şiir yazmaya başlar. 1950 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünde öğrencidir.. Bir yıllık bir evlilik arası sonrası evliliği geride bırakarak öğrenimine devam eder. Üniversite yıllarında “onu tanımanın kendi adına bir zenginlik” olduğunu söylediği ve öykülerine büyük  hayranlık beslediği  Sait Faik ile tanışma şansını yakalar. Büyük yazarın hayatını kaybettiği 1954 yılına kadar bu dostluk devam eder. Bu arada İskandinav Hava Yollarında da çalışır öğrenci Leyla Erbil.

1955 yılında  Mehmet Erbil ile evlenir ve  üç yıl kalacakları  Ankara’ya taşınırlar. Yaşamı İstanbul- Ankara- İzmir arasında geçer. O yıllarda Ankara’da henüz öğrenci olan öykücü Vus’at O. Bener, öykü  ve roman yazarı Nezihe Meriç, şair Can Yücel,  şair İlhan  Berk,ressam Orhan Peker, ressam ve gazeteci Fikret Otyam, Müzisyen Hikmet Şimşek  ile tanışırlar ve bu zengin sanat ortamının bir parçası olurlar. Altı yıl önce kaleme aldığı ilk çekingen öykü denemesini 1956’da “Uğraşsız” adıyla , “Seçilmiş Hikayeler” dizisinde okurun beğenisine sunar.  Bu arada bir süre Devlet Su İşlerinde çevirmen ve sekreter olarak çalışır. İki kız evlat ve bir erkek torun sahibi olur.

1950 kuşağının dili ve konuları en özgün yazarlarından biridir. Türkiye PEN tarafından Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterilen ilk kadın yazarımız, yapıtlarında yaşama biçimlerine, değer yargılarına, evlilik, aile ve kadın cinselliğine sert, alaycı ve eleştirel tutumla yaklaşır. On üç öyküden oluşan ilk kitabı ‘Hallaç’ta kendi ifadesiyle “İçinden çıktığı toplumun insanlarıyla bir denge kuramaması, tüm yargılara başkaldırmış, bilinçli olarak bir seçmeye gitmeyen insanı” anlatmak ister.

Erbil,  deliliğe düşkün bir yazar olduğunun altını kalın çizgilerle çizerek, edebiyat aracılığıyla  insanların bilinçdışını açığa çıkarmak ister.  Onların kendilerini ifade ediş biçimlerinin  TDK’nın önerdiği yazım kuralları  çerçevesine sığdırılamayacağını, onları bilinen cümlelerle anlatmanın yeterli olamayacağını dile getirir. Klasik cümlenin yapısını ve anlamını, ele aldığı bu insanların dünyasını ya da yaşama yönelik duygulanımlarını anlatmada yetersiz bulduğu için giderek farklılaştırmaya çalışır. Farklılaşan söylemle klasik işaretler de değişir. Virgüllü ünlem, virgüllü soru ya da üç virgüllü soru gibi işaretlere başvurarak karakterlerini normal insanlar için konulmuş işaretlemelere sığmayan yeni işaretlerle anlatır.

‘Tuhaf Bir Kadın’ yaklaşık 1950-70 arasındaki bir dönemin anlatısıdır. Değerli yazar Sennur Sezer’i de analım ve onun kaleminden romana dair bir değerlendirmeyi buraya bırakalım:  “Yaşadığı kalıpları kırmak, geliştirmek ve değiştirmek isteyen bir genç kızın aile ve arkadaş ilişkileri çerçevesinde anlatılan öyküsünde, sınıflar, değer yargıları ve aydın yanılgıları da sorgulanır”

1961’de Türkiye İşçi Partisi üyesi olan Erbil, Türkiye İşçi Partisi’in Sanat ve Kültür Bürosu’nda da görev alır. Öyküleri Almanca, İngilizce, Fransızca ve Rusça’ya çevrilerek çeşitli antolojilerde yer alır. 1979’da Iowa Üniversitesi onur üyesi seçilir. Berlin Üniversitesi’nden K. Schweibgut’un “Türkiye’de Birey ve Toplum, Leyla Erbil’in Romanı Tuhaf Bir Kadın’ konulu doktora tezi Almanca yayınlanır

Leyla Erbil, 1970’te Türkiye Sanatçılar Birliği, 1974’te ise Türkiye Yazarlar Sendikası’nın kurucuları arasında yer alır. Aynı zamanda PEN Yazarlar Derneği üyesidir. Kendi eserleriyle Edebiyat Ödüllerine katılmayan Erbil, ilk olarak 2000- 2001 yılı Ankara Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülünü ve son kez de 2013 yılı Pen Öykü Ödülünü kabul eder.

Değerli yazarımıza ‘Cüce’ isimli romanının ‘son an’ından  kendi satırlarıyla veda edelim:

“Bekliyorsun, sürekli bekleyişleri artarda ekliyorsun:seni seyrediyorum ve ses etmiyorum çünkü bekleyişin süslü bir imparatorluğu vardır. Umut silinene kadar güçlü bir direnişle dikilirsin tahtında” (Cüce, – son an -, Syf:11)

ESERLERİ:                                                                

Öykü                                                                                

Hallaç (1961)

Gecede (1968)

Eski Sevgili (1977)

Roman

Tuhaf Bir Kadın (1971)                                           

Karanlığın Günü (1985)

Mektup Aşkları (1988)

Cüce (2001)

Üç Başlı Ejderha (2005)

Kalan (2011)

Tuhaf Bir Erkek (2013)

Diğer eserleri

Tezer Özlü’den Leylâ Erbil’e Mektuplar (1995)

Düşler Öyküler (1997)

Zihin Kuşları (1998)

Işık Demirtaş

Kaynaklar: bir tuhaf kuştur gölgesi zihin,,, Hazırlayan Kaya Tokmakçıoğlu , Aylak Adam Yayınları

Artfull Living Beta Dergisi