( Yozgat, 21 Mart 1923 – İzmir 12 Ağustos 1999)

Romancı,  Şair

Nail Abbas Sayar, 1923 yılında Yozgat’ta doğdu. Sekiz çocuklu ailenin beş erkek, üç kız çocuğundan üçüncüsüdür. Yozgat Lisesi’ni bitirdikten sonra evlenip İstanbul’a yerleşti. Bir süre, İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne devam etti. Burada öğrenciyken Bozlak (12 sayı, 22 Mart 1947 – 1 Mart 1948) adlı kültür ve sanat gazetesini çıkardı. Gazeteden beklediği geliri elde edemeyince iflas etti. Ekonomik sıkıntılar ve biraz da gururuna yediremediği iç-güveylik yüzünden fakültedeki eğitimini, eşini ve çocuğunu da bırakıp Yozgat’a döndü.

Bir süre tarımla uğraştıktan sonra, gazete satıcılığı, kitapçılık, matbaacılık ve ciltçilik gibi işler yaptı. Yozgat’ın Bozlak adlı ilk yerel gazetesini çıkardı; ayrıca daha sonraki yıllarda yine Yozgat’ın Bozok ve İleri gazetelerinde yazıları yayımlandı.

1946’dan sonra yayımladığı dört şiir kitabı (Gönül Sandalı, Sereserpe, Neco’ya mektuplar, Gibi) ile dikkati çekti. Ama asıl ününü kırsal kesim insanının doğa ile yaşam kavgasını etkileyici biçimde işlediği romanlarıyla sağladı. Ünlü romanı Yılkı Atı kocadığı, iş göremez duruma geldiği için, kışa, açlığa terk edilen bir atın öyküsüdür. Atın sahibi hayvanın ölmeden kışı geçirdiğini öğrenince, onu yakalayıp yeniden işe koşmak ister, ama yılkı atı tayını da alarak uzaklara kaçar. Yılkı Atı’nda yazar, Türk köylüsünün ekonomik durumunu, atların duyarlılığını ve ıssızlığı yalnızlığı içinde kışın şiirli gücünü çarpıcı biçimde yansıtır. Kitap, TRT Roman Başarı Ödülü’ne (1971) lâyık görülür,  daha sonra, Hüseyin Karakaş ile Ünal Küpeli’nin yönetmenliğinde filme alınmıştır.

Yazar, gerek Yılkı Atı’nın ardından yayımlanan romanlarında, gerek Yorganımı Sıkı Sar (1976)’daki ve tefrika edilen hikâyelerinde, köyü ele alarak ahlâksal yapıyı, evlilik sorununu, toplumsal değişimin köy insanı üzerinde yarattığı yıkımı, sosyo-ekonomik nedenlerden doğan köyden kente göç sorununu, kentte de mutlu olamayan insanların Almanya’ya işçi olarak gidişini işlemiştir. Eserlerinde yerel dile ve şive taklitlerine ölçülü bir biçimde ağırlık verdiği, anlatımını yer yer deyim, atasözü ve manilerle destekleyerek rahat, akıcı ve sıcak bir dil geliştirdiği görülür. İkişer yıl arayla yazdığı romanlarından Çelo (1972), TDK Roman Ödülü’nü (1973), Can Şenliği (1974) de Madaralı Roman Ödülü’nü (1975) alır. Bu yapıtlardan Çelo, Nebahat Altıok tarafından radyo oyununa, Can Şenliği ise Tunca Yönder’in yönetmenliğinde dizi filme uyarlanmıştır.

Abbas Sayar ikinci evliliğinin ardından Ayvalık’a yerleşti. Aynı zamanda resim sanatıyla uğraşan Sayar, 1990’larda Ankara, Antalya, Ayvalık ve İzmir’de sergiler açtı.

Geçirdiği beyin kanaması sonucu 12 Ağustos 1999 tarihinde İzmir’de aramızdan ayrıldı. Gülten Akın, sanatçının ölümü üzerine duygu ve düşüncelerini “Abbas Sayar, yerel kültürle genel kültürü yazdıklarında birleştirebilmiş değerli bir yazın adamı olmuştur. Sadece Yılkı Atı‘nı yazmış olsaydı onu yine çok değerli bulacaktım. Çok üzgünüm, bir yazarı ve hemşehrimi kaybettim.” cümleleriyle dile getirdi. Abbas Sayar, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyesi ve biyografi yazarı Prof. Dr. Ahmet Güner Sayar’ın babasıdır.

Eserleri

Öykü

Yorganımı Sıkı Sar (1977)

Roman

Yılkı Atı (1970)

Çelo (1972)

Can Şenliği (1974)

Dik Bayır (1977)

Tarlabaşı Salkım Saçak (1987)

Şiir

Gönül Sandalı (1946)

Sereserpe (1953)

Neco’ya Mektuplar (1957)

Gibi (1960)

Şey (1966)

Esinti(1969)

Boşluğa Takılan Ses (1991)

Diğer

Anılarda Yumak Yumak (1990)

Noktalar (1991)

Kaynakça: Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi

Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü