Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar

Dolanıp kalayım bir an boynunuza hatıralar

Yeriniz ne yurdunuz ne benden böyle korkunuz ne

Duyuyorum sesinizi bazen derin bir kuyudan

Dinliyorum uzakları kalkıp derin bir uykudan

Beni de alın ne olur kolunuza hatıralar

Bu ömür tükenecek yolunuza hatıralar

Şiirlerinde; biçim kaygısının da ağır bastığı, aşk ve doğa sevgisi temalarını işleyen şair ve yazar Baki Süha Ediboğlu 1912 yılında Antalya’da doğar.  Babası evkaf memuru Ahmet Edip Bey, annesi Remziye Hanımdır.  İlköğrenimini Antalya’da tamamlar.  İstanbul’a gelir. 1936’da İstanbul Hayriye Lisesi’nden mezun olur. Bir süre devam ettiği İstanbul Hukuk Fakültesi ile Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ni yarıda bırakır. Cumhuriyet, Tan ve Akşam Gazetelerinde yazar ve sekreter olarak çalışır (1934-1940). Sonra, Ankara Radyosu ve Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nde görev yapar (1950-56). İstanbul Radyosu baş spikerliğindeyken, 1952’de İngiltere’de BBC radyosunda staj görür. 1956’da İzmir Radyosu’nda, 1966’dan sonra İstanbul ve Ankara Radyoları müdürlüğü ve danışmanlık görevlerinde bulunur. Televizyon uygulaması için bir yıl süreyle Londra’ya gönderilir. Ses sanatçısı Afife Ediboğlu ile evli ve iki çocuk babası olan Baki Süha Ediboğlu, Gazeteciler Cemiyeti, Türk Edebiyatçılar Birliği, Yahya Kemal’i Sevenler Cemiyeti, Beşiktaş Spor Kulübü üyesiydi. Ayrıca futbol, kürek ve dağcılık sporlarıyla uğraşmış olan bu çok yönlü sanat insanı 15 Eylül 1972’de İstanbul’da vefat eder, Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilir.

Şair Baki Süha Ediboğlu’nun yukarıdaki dizeleri Hisar-Buselik makamında bestelenmiştir. Ediboğlu’nun,  kitabına adını veren “Beni de alın koynunuza hatıralar” ilk önce tango olarak bestelenir.

Cumhuriyet döneminde, edebi sanat kullanımının önemli ölçüde azaldığı zamanda; Türk şiirinde kendine has duyuş tarzıyla, yer edinmeye çalışmıştır.  Şairimiz dile hâkim ve iyi işlemesini bilen yönü ile konuşma dili – yazı dili arasındaki farkı kapatarak şiirlerinin duygu gücünü artırmıştır.

Geceyi boydan boya yırtan rüzgâr

Ağaçlardan yere dökülen huzur

Derin ormanlar boyu düşünen gökler

Ümidin lacivert ummanlarında…

Burada da görüldüğü üzere pek çok dizesi, şiir okurlarının dikkatini çekmiştir.  Baki Süha tabiatı içselleştirir, zihinsel dünyasında yeniden yoğurur. Birçok şiirinde öyküleme tekniğini kullanmış naif ve lirik şairimiz, saf şiir estetiğine de yakındır. Aşk, yalnızlık, özlem, ayrılık ve karamsarlığı anlattığı şiirlerinde ferdi temalar önemli yer tutmaktadır. Ayrıca mistik duygulara da yönelerek ölüler ve mezarlar üzerinde düşünür, ölen annesine mektup yazar, mezarlara seslenir.

GERÇEKTİR ÖLDÜĞÜM             

Sizin gibi ölümü düşündüğüm çok olur

Hatta düşlerimde öldüğüm bile

Bütün yürekler taş kesilmiş

Kendim ağlarım öldüğüme…

Şiirleri, hikâyeleri, güfteleri ve radyo dinletileri ile döneminin entelektüel sanat adamı Ediboğlu’nun ilk şiiri “Işıklar Süzülürken” 1929 yılında Servetifünun-Uyanış’ta yayınlandığında yazı ve söz hayatı başlamış oldu.

Edebi dünyada şairliği ve hikayeciliği ile tanınan Ediboğlu, gazeteci, program yapımcısı ve TRT Spikeri olarak da tanınır.  Hazırladığı  “Yedi Tepeden Yankılar” isimli şiir sohbet programı hafızalarda yer etmiştir.

ESERLERİ: Çeşitli konularda yazıları önce Servet-i Fünûn, sonra Ülkü, Aile ve Varlık dergilerinde yayınlandı.

Şiirleri: Cenup (1942), Gece Yağmuru (1947), İşaret (1953), Karanlıkta Geçen Gemiler (1958).

Hikaye: Sel Geliyor (1944)

Antoloji: Türk Şiirinden Örnekler (1944), Atatürk İçin Bütün şiirler (Faruk Çağlayan ile – 1962)

Biyografi: Fatih Rıfkı Atay Konuşuyor (1946), Ünlü Türk Bestekarları (1962)

Anı: Bizim kuşak ve Ötekiler (36 şairle ilgili anılar – 1968)

Kaynaklar:

Tanzimat’tan Bugüne (Edebiyat Ansiklopedisi Cilt-1)

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi (Devirler / İsimler / Eserler / Terimler) Cilt2

www. Neyzen.com

Alfa yayınları, Antoloji.com

Güner. F. Başaytaç