Handel’in büyük beğeni kazanan operası, Roma imparatoru Neron’un entrikacı annesi hakkında bestelenmiş kara komedidir. Güçlü bir mezzosopranonun yanında Barok operanın en etkili müzikal gösterileri içinde rol kapan özelliği vardır. Agrippina operası oratoryolarıyla ün kazanmış bestecinin sosyal, politik meselelere hiciv ve ironiyle yaklaşan operalarından biridir. Yirmi beş yaşında olan besteciye ilk opera zaferini kazandıran, antik Roma’ya mizahi bir yorum getiren Agrippina, onun komedi becerisinin mükemmel bir örneğidir. İktidarı ele geçirmek isteyen, güce susamış anti kahramanların dünyasını sahneye taşımasıyla evrenseldir. Sözü edilen dünyanın ağırlık merkezinde yer alan, birinci yüzyılda yaşamış Roma imparatoru Cladius’un karısı, bir önceki imparator Caligula’nın kız kardeşi Agrippina’dır.

Operanın başlangıcında, Agrippina kocası Cladius’un denizde öldüğü haberini alır ve daha önceki evliliklerinden olan oğlu Neron’un tahta geçmesi gerektiğine karar verir, plan yapar. Kısa süre sonra Cladius’un halefi olarak seçtiği komutan Otho tarafından kurtarıldığı haberi gelir. Otho’nun siyasetten ziyade genç ve alımlı Poppea ile ilgilendiğini gözlemleyen Agrippina, Poppea’ya sevgilisinin onu taht karşılığında Claudius’a teslim etmeyi planladığını söyler. Agrippina, tüm rakiplerini birbirine düşürmenin, oğlu için tahtı mümkün kılacağını inanmaktadır. Sonrasında herkesin birbirlerinin planlarını baltalamak ve kendi çıkarını gözetmek için yaptıkları sayısız oyun gelir. Agrippina’nın öyküsü, politik sembolizminin çağdaş dünyamızla konuşması gibidir.

Grimani’nin yazdığı libretto, geç Rönesans erken Barok dönemi İtalyan bestecisi Monteverdi’nin 1642 yılında bestelediği operası Poppea’nın Taç Giyme Töreni’nin konusuyla hemen hemen aynı hikayeye dayanır. Grimani’nin librettosu, Monteverdi’nin karanlık versiyonunda görünmeyen bir karakter olan Agrippina’ya odaklanır.  Hikayenin ahlaki yanından ziyade ironi, aldatma ve entrikalar havuzunda doğan karakterlerinin mizahi serüvenleri ağırlıktadır.  Claudius’un hizmetkârı Lesbus hariç tüm karakterler tarihidir ve yazılmış tarihi kitaplara, yıllıklara dayanır. Aslında İmparator Cladius’un komik, beceriksiz karakterinin, Grimani’nin siyasi olarak karşı olduğu Papa XI.Clement’in bir karikatürü olduğu öne sürülür.

Almanya’da doğan müziğe orada başlayan Handel, İtalya’da geçirdiği üç yıllık tatilin sonunda Agrippina‘yı besteler. Operanın prömiyeri 1709’da Venedik’te yapılır, büyük başarı kazanır, izleyenler Büyük Saksonyalı seslerini çıkararak coşar, yirmi yedi kez artarda sahnelenir. Handel librettonun parıltısına müziğin parlaklığını katar. Eleştirmenler lirizm yüklü müziğin içinde yer alan ikiyüzlülük taşıyan aryaların yaratıcılığından söz eder. Hem komedi hem de siyasi manevraların altında yatan trajedi içinde dile gelen aryalar gerçek duygularını ifade eden acı çekme kapasiteleri yüksek insanları tanımlamaktadır.

Birinci perdede öldüğü haber verilen kocası Cladius’un yerine oğlu Neron’un imparator olmasını isteyen Agrippina oğluna neler yapması gerektiğini söyler. Neron’un annesi Agrippina’ya minnettarlığını aktaran Bilgece Tavsiyeniz adlı aryasını kontrtenor Philippe Jaroussky söylüyor.

Birinci perdenin sonunda Poppea’yı Otho ve Cladius’a karşı yanına çekmek isteyen Agrippina isteğine kavuşur, genç kadının evine gidip ona şükranlarını bildirirken sahte dostluğuna ilişkin duygularını döker, Kalbim Yok ama Seni Seviyorum aryasını söyler. Agrippina, Poppea’ya aldatmanın yeni arkadaşlıklarını asla bozmayacağına söz verirken,  Otho’nun tahta geçmesini engellemesi için onu kandırır. Bazı eleştirmenler bu aryada kullanılan enstrümanların çeşitliliğine dikkat çekerek Handel’in orkestrasyonunun zenginlik istediğini düşünenleri şaşırtan özellikte olduğunu ekliyorlar. Ayrıca aldatmaca ortaya çıkarken, müzikteki basit, vurgulu ritmik eşlik, netlik ve açıklık noktalarına işaret ediyorlar. Aryayı Soprano Alexandrina Pendatchanska’dan dinlerken nefesli ve yaylıların seslerine kulak verebiliriz.

İkinci perdede Otho’nun ölümden kurtardığı İmparator Cladius, Agrippina’nın yalanlarına inanarak Otho’yu kendine ihanet etmekle suçlar. Üstelik Otho sevgilisi Poppea tarafından terkedilmiştir. Ana karakterler içinde ahlaki açıdan aşağılık olmayan tek kişi odur. Büyük üzüntü içinde Otton, Ne Büyük Bir Şimşek aryasını söyler. Eleştirmenler, basit bir vokal hattına sürekli olarak eşlik eden müziğin aynı zamanda teatral yanın vurgulanmasına da eşlik etmesinin altını çizmekteler. Barok operanın zirvesi olarak görülen aryayı genç tenor Aryeh Nussbaum Cohen söylüyor. Defalarca dinlemekten insan kendini alamıyor.

 Agrippina vicdansız bir entrikacıdır,  Agripppina’nın Cladius’un ölmediğini öğrendiği ve bütün planlarının bozulduğunu anladığı ikinci perdedeki Düşünceler Bana Eziyet Ediyorsunuz aryasını Joyce DiDonato seslendiriyor. Geçen yıl Metropolitan orkestranın sahnelediği operada Agrippina rolünde son derece etkileyici bir performans gösteren DiDonato son yılların en başarılı mezzosopranolarından biri. Romeo Juliet operasında Romeo karakterini canlandırmasıyla da hatırlanıyor.

Yıllar sonra dönüşeceği canavar olmasa da şımartılmış ve ikiyüzlü genç Neron rolünü Metopera’da mezzosoprano Kate Lindsay üstlenmişti. Yazıldığı dönemde kastratoların seslendirdiği rolleri bugün soprano, mezzosopranolar seslendirmekte. Rüzgardan Kaçan Bulut Gibi aryası Neron’un tutkusunun sona erdiğini ve artık o tutkuya bağlı kalmayacağını duyurması, aslında kendisini kandırdığını düşündüren acı-tatlı bir müziğe bağlanır. Aryanın bazı kısımlarını Handel’in Zamanın ve Gerçeğin Zaferi Oratoryosu’ndan (1707) ödünç aldığı söylenir. Hem kendi eserlerinden hem başka bestecilerden uyarlama ve ödünç alma uygulamasının Barok dönemde yaygın olduğunu belirtelim.

Sadece birinci sınıf bir besteci değil aynı zamanda dramatik bir zeka olarak adlandırılan George Friderick Handel (1685-1759 ), Almanya Halle’deki hukuk eğitiminin ardından Hamburg’da müzik eğitimi aldı.1712’de Londra’ya yerleşmeden önce Hamburg ve İtalya’da besteler yaptı. Alman koro müziğinden olduğu kadar İtalyan Barok’undan da etkilendi. Mozart ve Beethoven gibi bestecileri etkiledi. Handel, otuz yılı aşkın bir sürede kırktan fazla opera besteledi. Yarım asır kadar yaşadığı Londra’da Barok müziğin diğer büyük temsilcisi Bach gibi görme yetisini kaybetti. Öldüğünde Londra’da Westminster Abbey kilisesine gömüldü.

Bugün müze olarak kullanılan evinin hemen yanında iki yüz yıl sonra başka bir müzisyen oturdu. Amerikan rock şarkıcısı ve gitaristi Jimi Hendrix beyaz tuğlalı olan evdeydi.

Nükhet Eren