La Négritude, frankofon siyah entelektüelleri, yazarları ve politikacıları tarafından oluşturulmuş bir edebi ve ideolojik hareketti. Kurucuları olan les trois pères (üç baba), Afrika ve Karayipler’deki üç farklı Fransız kolonisinden geliyordu, üçü de şairdi ve 1930’ların başında Paris’te yaşarken tanışmışlardı. Martinik’ten Amie Cesaire, Senegal’den Leopold Sedar Senghor, Fransız Guyanası’ndan Léon-Gontran Damas, La Négritude’nin amacı ve tarzı hakkında farklı fikirlere sahip olsa da hareket genellikle şöyle karakterize edildi:
- Sömürgeciliğe tepki: Avrupa’nın insani eksikliğinin görülmesi,
- Kimlik; Siyah’ın kabul edilmesi ve gurur duyulması; Afrika tarihi, gelenekleri ve inançlarının değerlendirilmesi
- Gerçekçi edebi tarz
- Marksist fikirler
Hareketin destekçileri arasında Jean Paul Sartre, Siyah Orfeus adlı eserinde, La Negritude’u, siyah adamın köklerinden yeniden doğmasının yolunu açan şiirsel bir varlık olarak görür.
Şair ve Sénégal’in ilk cumhurbaşkanı olan Léopold Sédar Senghor, 9 Ekim 1906’da Senegal’in başkenti Dakar’ın yüz on kilometre kadar güneyindeki Joal şehrinde doğdu. Senghor’un babası, Serer halkından bir iş adamı ve tüccardı. Ayrıca Sine kralı kuzeni tarafından kendisine verilen binlerce sığır ve geniş araziye sahip olduğu söyleniyordu. Babasının üçüncü eşi, Tabor kabilesine mensup Fula kökenli bir Müslüman kadın Senghor’un annesiydi. Sédar adı Serer dilinde, “aşağılanmayacak” veya “aşağılayamayacağınız kişi” anlamına geliyordu. Soyadı Senghor, Serer kelimelerinin Serer dinindeki Yüce Tanrı’nın adı Rog Sene, Serer dilinde erkek anlamına gelen gor veya ghor’un birleşimidir.
Senghor, Senegal’de Hıristiyan okuluna başladı, Dil yeteneği ile Fransa’da eğitimi hak kazandı. Senghor, kendi deyimiyle “on altı yıl dolaşacağı” Fransa’da okulu tamamladı hatta öğretmen oldu. Dilbilim ve sosyal bilim çalıştı. Négritude hareketi, Senghor’un sadece kültürel ve edebi çizgisini oluşturmakla kalmadı devlet adamlığı kariyerinde yol gösterici oldu. 1932’de Fransız vatandaşı olan şair, İkinci Dünya Savaşı’nda Fransız ordusuna girdi, Almanlar tarafından esir alındı. Farklı kamplarda, sömürgeden gelen askerleri infaz etmeyen Almanların hapishanelerinde iki yıl kaldı, zamanının çoğunu şiir yazarak geçirdi. Nazi işgali sırasında direniş içinde öğretmenlik kariyerine devam etti. Savaş sonrası dekan oldu, sonrasında 5 Eylül 1960’da kurulan Senegal Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. Senegal milli marşının yazdı.

Sine Gecesi
Koy alnıma pelesengi andıran ellerini, kadın, koy,
kürkten de yumuşak ellerini.
Yukarda, akşamın esintisinde hışırdayan hurmalar salınıyor
Daha şimdi. Sütannenin türküsü başlamamış bile.
Bizi sallayan, ahenkli sessizlik.
Dinleyelim türküsünü, dinleyelim koyu kanın damarlarımızda çarptığını, dinleyelim.
Yitip gitmiş köylerin sisi içinde Afrika’nın nabzının attığını
İşte yorgun ay durgun denizden yatağına doğru eğiyor başını
İşte kahkahalar azalıp seyreliyor, düşüyor başları anlatıcıların annesinin sırtında uyuklayan çocuğun başı gibi
İşte ağırlaşıyor raks edenlerin ayakları; art arda türkü söyleyip çığıranların ağırlaşıyor dili
Yıldızların ve düşünceye dalmış Gece’nin saatidir şimdi
Dayamış dirseğini bu bulut tepesine, süt beyaz peştamalıyla örtünmüş tepeye
Işıldıyor hafif ten kulübelerin damları. Ne diyorlar acaba böyle gizliden yıldızlara.
Sönüyor içerdeki ocak, yakıcı ve yumuşak kokularıyla mahremiyetin
Yak yağ lambasını, kadın, yak da çevresinde yarenlik etsin büyükler ataların yaptığı gibi, dinlesin çocuklar yatakta
Elissa’nın Eskileri’nin dinleyelim seslerini. Biz sürgünler gibi
Ölmek istememişti onlar, yitip gitse de kumların arasında tohum selleri.
Dinleyeyim, tanıdık ruhların konuk gelen yansısını tütsü kokan kulübede
Başım, ocaktan çıkan bir dang kadar sıcak göğsünün üzerinde
Duyayım kokusunu ölülerimizin, derleyim ve söyleyim yeniden onların yaşayan seslerini, öğreneyim
Uykunun o derin boşluğuna inmeden önce yaşamayı.
Leopold Sedar Senghor
Çeviren: Eray Canberk
Neyya Edebiyat