Ayşe Nihal Akbulut bir şiir kitabına çok yakışan bir “Çevirmen Notu” ile başlıyor Kastilya Kırları’na; “Çevirmenin Portre’si” başlıklı, Antonio Machado’nun (1875-1939) ünlü otobiyografik şiiri “Portre”ye nazire yapan kendi şiiriyle.
“yine de kabullenirim çeviri tanrısının yolladığı okları,
Sevdim, çevirmeye kalkıştığım birkaç ozanı.”
Ayşe Nihal Akbulut, tıpkı bu dizelerinde olduğu gibi Sunuş yazısında da “ozan” diye bahsediyor Machado‘dan, hiç “şair” demiyor. Akbulut “ozan”ı belki de halk şairi anlamında kullanıyor diye düşündüm, Machado’nun ulusuna, ulusunun insanlarına, toprağına olan sevgisini dile getirişinden yola çıkarak.
Kastilya Kırları, başından başlayıp sonuna kadar okuduğum ilk şiir kitabı. Kitabın sonunda yer alan José Valverde’nin(1) 1989 yılında yaptığı Antonio Machado, Düşünür Şair başlıklı konuşma metnini okuyunca bu bütünlüğe yakışan -belki de açıklayan- bir yorum ile karşılaştım. Kendisini “ateşli Machado hayranlarından biri” olarak tanımlayan Valverde, Machado’nun eserlerinin gelişerek bir bütün oluşturduğunu, hatta bir “Bildungsroman”(2) olarak nitelendirilebileceğini söylüyor. Bu durumda kitaptaki şiirleri ozanın hayatındaki gelişmelerle birlikte değerlendirme kararım daha da anlam kazandı gözümde.

Antonio Machado İspanya’nın güneyindeki Sevilla şehrinde doğar. Bu bölgeden Endülüs toprakları olarak bahseder şiirlerinde. Antonio beş yaşındayken Machado ailesi Madrid’e taşınır. Altı yaşındayken etkisi tüm yaşamına yayılacak ve şiirlerinde hep hissedilecek önemli bir gelişme olur; “Institucion Libre de Ensenanza/Özgür Öğretim Kurumu”nda eğitime başlar. 1876’da başta Giner de los Rios olmak üzere, resmi kurumlardan ayrılan reformcu aydınların kiliseden ve devletten bağımsız olarak kurdukları Özgür Öğretim Kurumu, öğrencilerini büyük bir zihinsel özgürlük, ama bunun yanı sıra tarihe ve yaşama aynı oranda büyük bir saygı, ciddiyet ve sorumluluk duyacak biçimde eğitmeyi; onların meslek edinmeleri kadar, hatta ondan önce, insan olmalarını, bir ideale bağlanmalarını, yaşamlarını topluma faydalı, uyumlu biçimde yönetebilmelerini sağlayacak şekilde yetiştirmeyi amaç edinmişti.(3) Nitekim İspanya kültür tarihinin önemli bir bölümünü oluşturan ve Machado’nun da dahil olduğu “98 Kuşağı” aydınlarının pek çoğu bu kurumdan yetişmiştir. Machado’nun 1915’te Özgür Öğretim Kurumu’nun kurucusu Giner de los Rios’un ölümü üzerine yazdığı şiir, aldığı eğitimin oluşturduğu yaşam görüşünü ortaya koyan şu dizeleri içerir.
“…Bildiğimiz tek şey
Bıraktı gitti bizi,
ışıldayan bir yoldan, şöyle diyerek:
Beni iş güçle ve umutlarla dolu
bir törenle gömün.
İyi insanlar olun, işte o kadar,
ben sizlerin arasında
ne olduysam: bir can…”
1902’de, yirmi yedi yaşındayken Paris’e giden Machado, orada simgecilerle tanışır ve İspanya’ya dönüşünde dergilerde yazılar yazmaya başlar. 1903 yılında ilk şiir kitabı Soledades/Yalnızlıklar yayımlanır.
Machado 1907’de, otuz üç yaşındayken Soria şehrinde Fransızca öğretmeni olarak göreve başlar ve Kastilya toprakları ile tanışmış olur. Kastilya Kırları kitabının temelini oluşturan şiirlerini Soria’da yazmaya başlar; Duero nehri, Moncayo sırtları, meşelikleri, şanlı tarihi, kurumuş asırlık bir karaağacın her bahar yeşillenen filizleri, köylüleri, tarlaları, yağmuru ile Kastilya toprakları. Aynı zamanda sefil, çıplak, bitik, çorak, acı dolu, kasvetli, garip, kurak Kastilya toprakları.
“Ah! Değerbilmez ve güçlü toprakları ülkemin!
Kastilya, şu bitik kentlerin senin
Kasvetli yalnızlıklarını dolduran
o buruk karakaygılar!
Eril Kastilya! Küskün topraklar,
bahtını hor görüp küçümsersin, Kastilya,
acılarla kavgaların toprağısın, Kastilya,
ölümsüz topraklar, ölümün toprağı Kastilya!”
“Soğuk Soria! Saf Soria,
Extremadura’nın(4) başı,
savaşçı kalesiyle,
yıkık, dökük, Duero (5) kıyısında;
sefil duvarları
ve kararmış evleriyle!”
Machado’nun Kastilya’ya bu karamsar bakışında belki Soria’da ölümle karşılaşmış olmasının da etkisi vardır. Soria’da kaldığı pansiyonun sahibinin genç kızı Leonor’a aşık olur Machado. Bir yıl sonra kendisi otuz dört, Leonor on altı yaşındayken evlenirler.

Birlikte Paris’e giderler. Machado burada aralarında Bergson’un da bulunduğu hocalardan dersler almaktadır. Ancak Leonor hastalanınca Soria’ya dönmek zorunda kalırlar. Ne yazık ki 1912’de Leonor Soria’da ölür.
“Bir yaz gecesi
-balkon kapısı açıktı, eviminki de-
Ölüm girdi evime.”
Karısının ölümünden sonra Baeza kentine yerleşir Machado ve öğretmenliğe burada devam eder. Doğduğu bölgede, Endülüs topraklarındadır artık, ama dizelerinde Kastilya kırları için kullanır “memleketim” sözcüğünü.
“Yurdumun kırlarında ben
Ve bir yabancı gibi kendi topraklarımda
-memleketimdi benim Duero yatağı”

Kastilya kırlarına uzakken yazdığı şiirler, ölüm, acı ve özlemin dizeleridir.
“Yukarı Duero bozkırlarına, İlkbahar geç gelir,
ama bir de çıkıp geldi mi, tadına doyum olmaz!…
Yaşlı karaağaçlar
yeniden yaprağa durdu mu?
Akasyalar henüz çıplak olmalı,
dağların doruklarıysa karlarla kaplı.”
1912 yılında “Campos de Castilla/Kastilya Kırları” yayımlanır.
Machado kırk dört yaşına kadar Baeza’da öğretmenlik yapar. Bu yıllarda düşünsel çalışmalarını arttırır, yarım kalan eğitimini tamamlamak üzere sınavlara girer. 1917 yılında “Poesias Completas/Tüm Şiirleri” yayımlanır. 1919 yılında Segovia’ya tayin olur ve burada işçilerin eğitimi için açılan “Halk Üniversitesi”nde de öğretmenlik yapar. 1924’te “Nuevas Canciones/Yeni Türküler” yayımlanır. 1927’de İspanyol Dil Akademisi’ne üye olarak seçilir. 1928’de Machado’nun yarattığı iki kurgusal karakter olan Abel Martin ve Juan de Mairena imzasıyla “Cancionero Apocrifo/ Sözde Türküler” yayımlanır. 1933’te Madrid’e gelen Machado, 1936’da öğretmenlik yaşamını noktalar. 22 Şubat 1939’da İspanya İç Savaşı nedeniyle sürgün olarak bulunduğu Fransa’da bu dünyadan ayrılır.
“Son yolculuk günü gelip çattığındaysa
bir daha geri dönmeyecek gemi yola çıkarken
ben de yolculardan olacağım, bir iki parça yükümle,
yarı çıplak, denizin çocukları gibi.”
Çevirmenin dizeleri ile başlamıştım bu yazıya, Machado’nun güçlü ve güzel dizelerinin dünyasına kendisini bırakacak olan okurlar için yine çevirmenin dileği ile bitireyim.
“Kastilya kırlarında iyi yolculuklar!”
Kırmızı Başlıklı Corona
- José Maria Valverde (1926-1996): İspanyol şair, eleştirmen, felsefe tarihçisi.
- Bildungsroman: Oluşum romanı, Alman edebiyatında bireyin oluşum dönemini ve sonunda ulaştığı ideal durumu ele alan roman türü. Safdil kahramanın serüven peşinde dünyayı dolaşmaya çıkması ve uğradığı yenilgilerle yavaş yavaş olgunlaşarak bilgelik kazanmasını konu alan halk masalları,
- Neyire Gül Işık, ‘Ortega y Gasset-Tarihsel Bunalım ve İnsan’ Sunuş yazısından, metiskitap.com, web:06.11.2020
- Extremadura: İspanya’nın batısında bir özerk bölge.
- Duero nehri Soria ilinden doğan ve İspanya’yı batıya doğru kat ederek Porto’da Atlas Okyanusu’na dökülen 897km uzunluğunda bir ırmaktır.
Bu güzel duygu ve düşüncelerinize -eşinizinkilere de tabi- vesile olduğu için yazım çok memnun oldum. Benden de teşekkürler ve iyi dilekler.
BeğenBeğen
Yazınızın ilk paragrafından sonraki İtalik iki satırı okuduğumda “Aman Allahım” demiştim.
Yazının tümünü, önce gözlerimle okudum. Sonra başa dönüp, sesli okumayı denedim. Acemi işi bir teatral deneme oldu. Beni aştı.
Ah dedim, Şu bizim, SAHAF TAŞLIK KAHVE , açık olsaydı da ,orada hafif bir eko ile o güzelim şiir ve tüm yazılanı, okumaları ile öne çıkan arkadaşlarla bi güzel seslendirseydik. Oysa, bu Covid belasında ne mümkün.
Işın hanıma iki satırla beğenimi aktarıyım dedim. Sağ olsun kendisinden ve ardından sizden güzel beyanlar aldım .Teşekkür ederim.
Işın hanıma meramımı aktarırken, Eşimin de çok beğendiğini yazmayı unutmuşum.
Yapmazdım böyle hatalar.
Sanırım çevirinin mükemmeliyeti beni sarhoş etti. Onun taksirli kusurlusuyum.
Yüreğinize kaleminize sağlık Değerli Ayşegül Ayman Hanımefendi.
İyilik dileklerimle .
Uğur G.
BeğenLiked by 1 kişi