1919 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Nazım Engin, Reşat Taus imzalarını da kullandı. İlkokulu Avanos’ta, ortaokulu Ankara’da tamamladı. İstanbul Vefa Lisesi’ne devam etti, bitirmeden ayrıldı. Sonra Ankara Devlet Konservatuarı Yüksek Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda uzun seneler aktörlük, Ankara Radyosu’nda spikerlik (1942-47), İzmir Devlet Tiyatrosu’nda müdürlük, 9 Eylül Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptı.
İlk şiirleri Serveti Fünun- Uyanış (1938) ve Varlık (1941- 42) dergilerinde çıktı. Yürüyüş, Adımlar, Yaprak, Harman, Pınar, Yığın, Yeni Sanat, Fikirler, Kaynak, Seçilmiş Hikâyeler, Dost, Ataç, Yeni Dergi gibi dergilerde yazdı. 1940-60 arasında toplumcu yönelimlerle şiirler yazdı. Yeryüzü dergisinde yayımlanan “Önce- Sonra” adlı şiirinden ötürü Ceza Kanunu’nun 142. maddesine aykırılık iddiasıyla kovuşturmaya uğradı, beraat etti. 1960’lardan sonraki şiirlerinde daha bireysel duygulara yer verdi; “Ö. F. Toprak’ın deyişiyle sert vurgulu şiirlerin rüzgârını, bazen toplumsal, bazen bireysel duyguların içinde eriten, biraz içe dönük, ama yine toplumsal kaynaktan renk ve ses alan bir düzey üzerinde göründü” (Kurdakul). Şiirlerinde Garipçiler’ in dili ve halk edebiyatından yararlanma eğilimi görülmektedir. Kimi şiirleri ince bir mizah ve yergi özellikleri taşır.
1950’den sonra tiyatro eleştirileri ve tiyatro üzerine yazılar kaleme aldı. W. Whitman, K. Stanislavski gibi yazarları Türkçeye kazandırdı. Ölümünden sonra, İzmir ’de yayımlanan Dönemeç dergisi bir özel sayı çıkardı (Aralık 1982, S. 65). 1984 ’te adına Suat Taşer Oyun Ödülü kondu
Bir Karakter Yaratmak çevirisiyle 1982 Yazko Özendirme Ödülü’nü kazandı.
ESERLERİ:
ŞİİR: Bir (1942, 1943; Fethi Giray ile, 1943), Hürriyet (Ömer Faruk Toprak ile, 1945), Merhaba (1952), Haraç Mezat (1954), İkinci Kurtuluş (1960), Hayret Bey’in Serüveni (1968), Evrende Ellerimiz (1970).
OYUN: Aşk ve Barış (1961), Deli Dumrul (1962).
İNCELEME: Kendini Tanı (1950), Üç Duvarlı Bir Dünya (1951), Tiyatro Meseleleri (1953), Bir Dünya ki (1956), Edebiyattan Güzel Sayfalar (1958), Aktörlük Sanatı (1964), Komedi Sanatı (1964), Sahneye Koyma Sanatı (1967), Bir Aktör Hazırlanıyor (1967), Konuşma Eğitimi (1987).
GEZİ: Gönderilmeyen Mektuplar (1969).
ÇEVİRİ: Çayır Yaprakları (W.Whitman’dan, 1951), Cesur Delikanlı (W. Saroyan’dan, 1952), Bayırdaki Ev (E. Caldwell’den, 1953), Komedi Sanatı (1964), Genç Oyun Yazarına Mektup (C. Bax’ten, 1965), Bir Karakter Yaratmak (Stanislavski’den, 1981)
Şiirlerinden Seçmeler:
O l m a l ı
Yar güzel olmalı,
Olunca civelek olmalı…
Bahar olmalı bahar,
Bahar da akşam olmalı…
Bir pencere olmalı
Denize karşı
Ve her şeyden evvel insan
Âşık olmalı…
Pişman değil
Perişan değil
Ümitsiz de değil
Aşık dediğin
Sabırlı olmalı…
B u S a a t t e
Bu saatte
Kapın vurulabilir,
Kurduğun hayalin, gördüğün düşün
Hesabı sorulabilir…
Arı bal yapar bu saatte,
Ala tavşan yavrularını emzirir,
Büyük balıklar küçük balıkların peşinde,
Güneşe dilini çıkarır
Kertenkelenin biri,
Alçacık bir tepenin başında
Onbaşının ya kulağı çınlar, ya gözü seğirir
Bu saatte…
Toprak sancılar içinde,
Tohum kabuğunu parçalar,
Dal sürer, kök salar
Bu saatte…
Derin derin denizler
Aynasında bulut yüzdürür,
Kıyısında kayaları kemirir,
Dalgalanır, köpüklenir, delirir
Bu saatte…
Bir adam cigara yakar,
Dalmış düşünür bir çocuk,
Bir kadın aynada kendini arar,
Dudakları titrer bir genç kızın
Bu saatte…
O l d u B i r K e r e
Kızın gözleri yeşildi
Saçları bir kucak duman
Kızın gözleri yemyeşildi
Saçları öylesine duman
Rüzgârlı bir gece de çıkageldi
Kimseler duymadan
Yürüdü tıpış tıpış
Odalardan içeri
Yürüdü aynalarda yemyeşil gözler
Yürüdü eller ayaklar omuzlar
Yürüdü kalçaların en güzeli
Yürüdü yürüdü
Dünya birden dumanla doluverdi
Çektim yıldızların üstüne perdeyi
Ne olduysa
Rüzgârlı bir gecede oluverdi…
Y a l n ı z A d a m
Gece
Camlarda damlalar
Bir kadın
Solgun bir çiçek
Yalnızlıklar içinde.
Kapısı kapalı perdesi inik
Ayak sesleri gelir geçer
Rüzgâr sırılsıklam
Son kadehini içer
Basık tavanlı bir meyhanede
Yalnız adam.
Sırtında gelinlik elbisesi
Yirmi yaşında bahar
Menekşeler hercai
Işıklar bir söner bir yanar
Havada buram buram leylak kokusu
Avuçları ateş içinde.
Her adımda çamur
Bu karanlık bu yalnızlık bu yağmur
Hele bu kadın
Her adımda çamur
Bu karanlık bu yalnızlık bu yağmur.
Gece
Rüzgar sırılsıklam
Uzaklarda bir yere yıldırım düşüyor
Evin yolunda yalnız adam
Yalnız adam üşüyor…
Şaheser Yılmaz
Kaynakça:
şiir sanat edebiyat.com