Büründü gece kaftanına

Sitem etti yıldızlara

Hükümsüz kalmış karanlığı

Işıklarla devrilmiş hükümdarlığı

Hak verdi geceye çatık kaşlı rüzgâr

Yok ki dinleyen yanık türküsünü

Tiz sesten baritona geçti

Söndürdü tüm ışıkları

Sen misin derdime yaprağını oynatan

Kırdı şekerparenin dalını

Dal şaşkın, bırakmıyor gövdeyi

Bre gafil dedi, görmedin mi meyvelerimi

Güneşle sözleşmiştik, sararacaktı renkleri

Rüzgârın aklı karıştı, ben miyim şimdi suçlu

3 karışlık toprağında köklerin

Tok sesime yenik düştü

Toprak küskün, ağlamaklı

Yersiz kaldım, yıprandım

Süsümden püsümden oldum

Gerdanımda çiçeklerim, gür yeşildi saçlarım

Betona sıvandı gül yüzüm

Kırıldı belim ağırlığından

Nefesim yetmez sonum yakın

Gece fırsat bildi atıldı

Bilen kaldı mı kıymeti?

Kim kaldı anlatan ateş başı hikayelerimi?

Deli Dumrul’u Dede Korkut’u

Yaşlılar anlatır çocuklar dinlerdi

Eski değil onlar kadim bilgilerdi

Gece sustu

Toprak sustu

Dal sustu

Rüzgâr sustu

Bir tıkla yanıverdi ışıklar

Evlerden çığlıklar yükseldi

Alev Ramiz