Eğri büğrü, aşınmış merdivenler
Biçare ayaklarım tökezliyor
Sabah ayazında tık nefes
Çalar saatlerin çığlıkları yırtıyor sessizliği
Dönüşsüz yelkovanın kolları
Bölüyor tatlı uykularını düşlerin saltanatının
Fokurdar çaydanlıkta,
Yeni demlenmiş sabahın telaşı
Kızarmış ekmeklere sürülen tereyağı
Alelade kesilen domates
Mahmur gözler, kocaman sırt çantaları
Hepsini özlemiş, hepsinden mahrum
Biçare ayaklarım tökezliyor
Merdivendeyim çaresiz, harap
Sabah ayazında tık nefes
Üşüyorum, çok üşüyorum.
Merdivenlerin ardı, hatıradan da eski meydan
Saat kulesi çalar saatlerden de sıkı düzenci
Tok sesiyle çalıyor çanları, inletiyor şehri
Dönüşsüz yelkovanın kolları
Tılsımlı bir güneş akıyor aniden
Asırlık Arnavut kaldırımında
Nasılda yolunu bulup açmış o iki cılız gelincik
İlk bahar mı geldi, ah evvelbahar
Akordiyona ceviz ağacı tempo tutuyor
Yarım kalmış duygularda
Ve çığ tutmuş umutlarda
Akordiyon meydandaki gürültüye nispet akıyor
Geçmiş şarkılar, geçmiş düşler
Yarım kalmış duygularda
Ve çığ tutmuş umutlarda
Ahh… yaşanmamış sevdalar
Aniden elimi kavrıyor,
Yaşlı bir ebabile benziyor
Geleceği de geçmişi de okurum ben diyor…
Elim kavruk elinde, çırpınıyorum kurtaramıyorum,
Yorgunum çok yorgunum
Üşüyorum da
Mum ışığı gözleriyle süzüyor beni
Neşteri vur kilide diyor
Kokolyada
Kir, pas, yağmurlara karışsın, fırtınada kaybolsun
Meydanda öylece bakıyorum ardından
Yarım kalmış duygularda
Ve çığ tutmuş umutlarda
Ahh… geçmiş sevdalar
Asırlık Arnavut kaldırımında
Nasılda yolunu bulup açmış o iki cılız gelincik
İlk bahar mı geldi, ah evvelbahar

Işın Güner Tuzcular
Akordiyon meydandaki gürültüye nispet akıyor
Geçmiş şarkılar, geçmiş düşler
BeğenLiked by 1 kişi
Akordiyon sesi, Fikret Kızılok şarkısı ilhamım
BeğenBeğen