Geçmiş denen o karanlık kuyu

yutmaya hazır bütün aşkları.

Senin yüreğin çarpmış,

savrulmuşsun bir yaprak gibi,

umurunda mı?

Doymaz bir iştahla atılır üzerine

insanların, aşkların, toplumların, uygarlıkların,

hatta ağaçların, ormanların.

Belki bir şiir fırlatabilirsen geleceğe,

Bir destan, bir buluş, bir anı

-kuyu ağzından koparılmış-

o kalır belki,

sonra o da düşer kuyuya.

Çatal dilli unutuluş canavarı

yutar onu da.