Kollarımdı saran
gölgeme sığınmış
hayatı.
Renklendirdiğim gökyüzünde
nefesleri buluşturan
ışığımdı.

Gövdemdeki karıncadan
yaprağımdaki sincaptan
kökümdeki kurtçuktan alıp
verdiğim sevincime bulanmış
yaşamımdı
savrulmasın diye
köklerime tutunmuş
toprağa selam duran.

Hastalara ilaç olmuştum
kokumla katranımla.
Taht olmuş
yol olmuştum
saraylar olup ağıla dönüşmüştüm
Taşımıştım nehire sığınmışları
basamak olmuştum
hayatı verdiğini sananlara
beni yoğaltırcasına.






Oysa bendim
canlı tutan onları
gölgesizlere gölge
tükenmişlere umut
yolcusuna dayanak olan
evrenin.
Boşluğa düşmesin diye
sarıp sarmalayan bendim
yatağını
taşın tavşanın.

Yazmaz tabletler beni
öyküleştirir kötülüklerini
kahramanlık diyerek
nefessiz bırakanların.
Yüceltir ab-ı hayatı kirletenleri
direnmemize inat
hızlanır tükenişi
yok edenlerin de.
Çekilir su kabuğuna küçülerek
Kurur toprak
bulamaz yaşı döksün diye.

Gereği yok dilin yerlisinin yabancısının
Sevgidir yeten bana
Büyütmek için
Şefkat dolu bakışlarıyla
Sıcak dokunuşlarını
Cananın

HAMİT ERGÜVEN