(1867, İstanbul – 1912, İstanbul)

“Celal”, “Hakkı Paşazade Mehmed Celal”, “Jandarma Dairesine Mensup Celal” imzalarını kullanmıştır. Güçlü bir hafızaya sahip olan Mehmed Celal, doğaçlama şiir söylemedeki ustalığı nedeniyle “şair-i mader-zad” (anadan doğma), “şair-i şirin-makal (söyleyiş)”, “şair-i zi-irtical (doğaçlama şiir söyleyen)” unvanıyla anılmıştır. Şiir, hikâye ve romanlarının çoğunda Büyükada ve orada yaşadığı aşkları işlemiş, bu nedenle de edebiyat çevrelerinde “Ada şairi” lakabıyla tanınmıştır.

Kısa hayatı boyunca hemen her türde çok sayıda eser veren Mehmed Celâl henüz on iki yaşındayken Erzurum’da Halk edebiyatına yönelmiş, saz çalmayı öğrenmiş; Âşık Kerem, Âşık Garîb, Tâhir ile Zühre gibi halk hikâyelerini ve Âşık Dertli ile Âşık Ömer’in dîvânlarını okuyarak onlardan pek çok şiiri de ezberleyip onları taklide çalışmıştı. Daha sonra İstanbul’a döndüklerinde edebî mecmua ve gazeteleri hararetle takip etmiş, bir yandan da Fuzûlî, Nef’î, Nâ’ilî, Şeyh Gâlib gibi şairlerin dîvânlarını okumaya ve şiirlerini ezberlemeye çalışmıştı. Bu arada musikiye yönelerek Osman Efendi adlı bir zattan musiki dersleri aldı ve şarkı meşk etti. (çalıştı)

İlk yazısı, Adana’da Seyhan isimli mahalli bir gazetede yayınlanmıştır. 5 Mart 1884’te yayınlanan ve “Nazire” başlığını taşıyan ilk şiiri Muallim Naci’nin gazeline yazılan bir naziredir. Mehmed Celal’in ilk şiirlerinde şekil, üslup, kelime kadrosu, vs. bakımından Divan şiiri geleneğine bağlı kaldığı görülür. Mehmed Celal, 1887 tarihinden itibaren yeni ve Batılı nazım şekillerini kullanmış, şiirlerinde yeni temlere yer vermiştir. Bu serbest ve yeni tarz şiirlerin ortaya çıkmasında Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan’ın etkisi olmuştur.

Muallim Naci’nin Tercüman-ı Hakikat’ten ayrıldıktan sonra “Tarih-nüvis-i Âl-i Osman” memuriyetiyle görevlendirilmesi üzerine Mehmed Celal de Osmanlı sultanları için bağımsız şiir kitapları yazmıştır. Osmanlı Edebiyatı Numûneleri adlı eseri ise onun en önemli kitaplarından biri olarak değerlendirilmektedir.

Mehmed Celal’in hikâye, roman, şiir, mensur şiir ve musahabe tarzında atmıştan fazla eseri kitap olarak basılmıştır. 19 romanı, 22 uzun hikâyesi, birçoğu mecmua sayfalarında kalan yüze yakın kısa hikâyesi vardır. Tercüman-ı Hakikat, Şafak, Saadet, Ceridetü’l-Hakayık, Gülşen, Gayret, Mürüvvet, Maârif, Hazine-i Fünun, Muktebes, Malumat, Mektep, Resimli Gazete, Musavver Fen ve Edep, Servet, Sabah, İrtika, Musavver Terakki gibi dönemin en önemli dergi ve gazetelerinde şiir, mensur şiir (ölçüsüz, uyaksız)), makale, musahabe (söyleşi), hikâye ve romanları yayınlanmıştır.

Mehmed Celal’in sade bir üslupla, basit olaylar üzerine kurulu, genellikle aşk ve aile temalı hikâye ve romanları teknik, dil ve üslup bakımından zayıftır. Ancak romantik ve duygusal tarzda yazdığı eserleri devrinde fazlaca okunmuştur. Bir Kadının Hayatı, onun en çok okunan romanıdır. Cemile, Elvah-ı Sevda, Küçük Gelin ve İsyan romanları ise Türk edebiyatında köy romanının gelişimi açısından dikkate değerdir. Karabibik’ten (Nabizade Nazım) önce yazılan Cemile romanıyla Mehmed Celal, Türk edebiyatında köye ilk açılan yazarlardan biri olmuştur.

Devrin popüler yazarlarından biri olan Mehmed Celâl, eserleriyle yeni yetişen edebi nesil üzerinde etkili olmuştur. Şiir, hikâye ve romanlarında görülen aşırı hassasiyet, ele aldığı aşk konuları, duygularındaki aşırı romantizm, edebiyata hevesli gençleri kendisine çekmiş, bu özellikleriyle Celâl onların edebiyatla tanışmalarında ilk ve en çok okudukları, başlangıçtaki kalem denemelerinde taklide çalıştıkları edebiyatçılar arasına girmiştir. Genç şairlerden onun şiirlerini benzetenler, şiirinde işlediği Ada, Anna, Venüs gibi konuları kendi şiirlerine taşıyanlar olmuş, hatta Mehmed Celâl’in kendisi için şiir yazanlar dahi çıkmıştır (Andı 1995: 19-35). İbnü’r-Reşat Emin Rıfkı, Ferid Rebii, Kâtipzade Nazif, Muhiddin, Babanzade H. Sabri, Lamih Necdi, Talat Cafer gibi dönemin genç şairleri onun şiirlerini tanzir etmişlerdir. Hüseyin Cahit Yalçın, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Yahya Kemal Beyatlı gibi isimler de Mehmed Celal’in eserlerinden övgüyle bahsetmiştir. Mehmed Celâl’in “yakında neşrolunacaktır” veya “der-dest-i tab’dır” kaydıyla ilan edilen ancak kütüphane kataloglarında yer almayan eserlerini M. Fatih Andı ortaya çıkarmıştır. Bu eserlerin isimleri şunlardır: Manzûmelerim, Nesirlerim, Şair, Fıkarat-ı Muhayyele, Tahattur, Letaif-guyan-ı Şuara, Teverrüm, Âşina-yı Nigâh, İki Kanarya, Mai Sünbül Yahut Pembe Bir Gül, Tarih-i Asr-ı Hazret-i Padişahî (1995:31).

ESERLERİ;

  1. Ada’da Söylediklerim
  2. Gazellerim (“Gazellerim” başlıklı eserde de şairin içine düştüğü sıkıntılı ruh hâli, çektiği büyük acılar, derin bir yalnızlık duygusu ve sevgiliye kavuşamamanın ruh dünyasında oluşturduğu tahribat açıkça görülür)
  3. Zâde-i Şair
  4. Âsâr-ı Celâl
  5. Dâmen-i Alûde
  6. Bir Kadının Hayatı
  7. Küçük Gelin

Bunun yanı sıra gazellerini birçok şair ile birlikte yazdığı bilinmektedir.

Ahmet Rasim ile yazdığı Gazel;

ŞARKI
I
Azalmaz meyl-i sevdası azalmaz
Kocalmaz tazedir gönlüm kocalmaz
Peri-peykerlere bigane kalmaz
Kocalmaz tazedir gönlüm kocalmaz
II
Bana insaf edin ey bi-bedelsiz!
Hayatını geçmesin bir dem güzelsiz
Olur mu lezzeti ömrün emelsiz
Kocalmaz tazedir gönlüm kocalmaz
III
Efendim nev-civanırn, dil-şikarım!
Hazanımda benim sensin bahanm
Seni sevmekde yokdur ihtiyarım
Kocalmaz tazedir gönlüm kocalmaz
IV
Dem-i piride geldim ilticaya
Beni bir kerre lutf et kıl himaye
Delil olsun sebatım müddeaya
Kocalmaz tazedir gönlüm kocalmaz

KAYNAK

Mehmet Celal (yesevi.edu.tr)

Dergipark.org

Turkedebiyatcılar. net