15 Şubat 1938’de doğan Vasıf Öngören, Tiyatro sanatçısı, dramaturg, yönetmen, yazardır. Yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Jeofizik Bölümü’nde sürdürürken yarıda bırakıp 1961’de Almanya’ya gitti. İstanbul Üniversitesi Gençlik Tiyatrosu’nda oyunculuk ve yönetmenlik yaparak başladığı tiyatro çalışmalarını orada devam ettirdi. Epik tiyatro üzerine öğrenimini Berlin’de Felsefe Fakültesi’nin Tiyatro Bilimleri bölümünde sürdürürken Berliner Ensemble adlı topluluğa dâhil olup, Manfred Wekwerth’in reji çalışmalarına katıldı. Türkiye’ye 1960 yılında döndükten sonra Ankara’da Halk Oyuncuları’nda çalıştı. Birlik Sahnesi’ni kurdu. Epik tiyatro anlayışını uygulamaya başladı. 1965’te yazdığı Göç isimli oyunu 1966’da Türkiye Milli Talebe Federasyonu Gençlik Tiyatrosu’nca sahnelendi. Bu oyun, Uluslararası Gençlik Tiyatro Şenliği’nde ikincilik ödülünü kazandı. Asiye Nasıl Kurtulur? isimli ikinci oyunu 1970’te Dostlar Tiyatrosu’nda sahnelendi ve 1972’de Ankara Sanat Sevenler Derneği Ödülü’nü kazandı. Öngören, 1971’de B. Brecht’in Adam Adamdır adlı oyununun yönetmenliğini üstlendi. 1977’de Zengin Mutfağı oyununu ilk kez sahneledi. Oyun “İsmet Küntay Ödülü” dahil 4 ödül kazandı. Aynı sene kızı Aslı Öngören’e adadığı masal kitabı “Masalın Aslı”nı yazdı. Bu kitap 1978’de Almanya’da Almanca olarak basıldı. 1979’da Nazım Hikmet’in Memleketimden İnsan Manzaraları kitabından oyunlaştırdığı “1941-42’den İnsan Manzaraları” adlı oyunu Birlik Sahnesi’nde sahneledi. Aynı yıl, “Oyun Nasıl Oynanmalı?” Ankara Sanat Tiyatrosu tarafından sahnelendi.
1980 yılında yurtdışına gitti. Batı Berlin ve Amsterdam’da çalışmalarını sürdürdü. Hollanda’da yaşayan Türk işçi ve öğrencilerden oluşturduğu tiyatro Vasıf Öngören Tiyatrosu çalışmalarını sürdürmektedir. 1984 yılında Amsterdam’da ani bir kalp krizi sonucu 46 yaşında vefat etmiştir.
ASİYE NASIL KURTULUR oyunundan açılış türküsü
BİR SERMAYENİN TÜRKÜSÜ
Biz aşk satarız
Sermayedir etimiz
Biz aşk satarız
Emeğimiz terimiz
Artık aşk paradır
Gönlümüzde yaradır
Alnımızda karadır
Bizim gibiler için
Biz et satarız
Körelmiştir duygumuz
Biz et satarız
Budanmıştır sevgimiz
Artık aşk paradır
Gönlümüzde yaradır
Alnımızda karadır
Bizim gibiler için
Sevgi satarız
İncinmiştir duygumuz
Sevgi satarız
Kırılmıştır kalbimiz
Artık aşk paradır
Gönlümüzde yaradır
Alnımızda Karadır
Bizim gibiler için
OYUNDAKİ BİRİNCİ FİNAL TÜRKÜSÜ
Evet sayın bayan
Kolay değil haklısınız
Rastgele adamın biri
Adını bile bilmeyeceksin
Ama koynuna gireceksin
Sonra bir başkası
Kolay değil haklısınız
Kolay değil her gelene yar olmak
Vazgeçmek sevgiden, aşktan mal olmak
Belki mümkün şu dünyada toz olmak
Ama elde değil bayan yok olmak ilk aklıma gelen
Anamın eski evi oldu
Güneş sokağında madam Eleni
Gözleri parladı moruğun
Anlayınca niyetimi
Hemen anlaştık
Buldum böylece
Başımı sokacak bir deliği
Her taraftan tıkadınız yolumu
Yoksullukla bağladınız kolumu istemeden seçtirdiniz sonumu
Şimdi kolay sayın bayan öl demek
Baştan yediremedim gene de kendime
Başkasıyla yatmayı
Kolayını aradım
Toy üniversitelilerle
Muhallebicilerde
Kırıştırmaya başladım
Pek pek öperlerdi
Arada bir sarılıp sıkarlardı
Ama kazancı ya bir keşküldür
Ya da bir muhallebi insanoğlu sever sever var olur
Sevmiyenler kötü olur del olur
Sevgi satan insan değil mal olur işte bize düsen bayan, mal olmak
Fakat ev kirası Madam Eleni’nin haracı
Dikilince karşıma
Çarem resmen kesildi
Artık ne sattığımı
Herkes bilmeliydi
Vermeye mecburdum
Herkesin benden istediğini
Şu dünyada yaşamaya mecbursun
Ne sattığın açık seçik bel’olsun
Zor mor, adîlikmiş n’olursa olsun
Yoksa mümkün değil bayan iş yapmak
Ve bir gece -madam Eleni
Alıp getirdi şiş göbeğin birini
Besbelliydi artık
Başlıyordu bu gece yolculuk
Yumdum gözlerimi
Sıktım dişlerimi
Kahroldum
Ben de anam gibiydim artık
Çalışmadım
Kendi bedenimden utandım
Günlerce yıkandım
Ağladım ağlamasına
Açık seçik düşündüm
Canıma kıymayı
Neye yarar temizlemek bedeni
Kim getirir artık benden gideni
Bir kerecik elledin mi düzeni
Artık mümkün değil bayan saf kalmak
Ve sonra gene mecburen
Bir başkası Bir başkalar
Para geçti elime, para Hiç unutmam bir kilo eti
Oturup tek başıma yediğimi
Adamlar paradır
Para, yiyecek elbise
Ve nihayet anladım meseleyi
Bu aslında bir meslekti
İşte böyle belli oldu yönümüz
Emek bizim mal olmuşuz kendimiz
İşçi biziz sermayemiz etimiz
Tek yolumuz işte bayan böyl’olmak
Ve günün birinde
Kapınca itin birinden hastalığı
Anamı aradım günlerce
Nefret ederdim bir zamanlar
Oysa yerden göğe hakkı var
Anamı aradım her yerde
Ve bir kerhane kapısında
Dilenirken buldum posasını
Zor tanıdım
Bu herkesin maskarasını
Bir daha anladım ki iyice
Düzen bizi vursa yerden yerlere
Ezse bizi rezil etse bin kere
Muhtaç olsak bir kaç dilim ekmeğe
Tek kavgamız bizim bayan sağ kalmak
Her kadının nasıl varsa
Bir ilkgecesi
Bu işinde bir süredir acemiliği
Alışıyor insan
Alışıyor bayan
Ve aramızdaki tek fark inan
Siz bir kişiye
Biz binlercesine
Sözün kısası
Ben vazgeçtim erdemden
Bir parça ekmek
Yatacak bir yer örtünebileyim bir bezle yeter
Şuymuş buymuş önemli mi o kadar
Adı ne olursa olsun
Yaşamaya mecbursun
Kolay değil her gelene yar olmak
Vazgeçmek sevgiden aşktan mal olmak
Belki mümkün şu dünyada toz olmak
Ama elde değil bayan yok olmak
Adı ne olursa olsun
Yaşamaya mecbursun
Hazırlayan: Zeynep Pınarbaşı