Çok geçmedi, hoca geldi: Dal gibi zayıf, esmer, gösterişsiz, sakin, ciddi bir kadın. Ne ağzından alev fışkırıyor, ne gözleri top namlusu gibi. Ders başladı… Yavaş yavaş bir şey fark ettik: Hepimiz, her an görüş alanı içindeyiz. Gözlerini fıldır fıldır döndürmüyor, sınıfta fırıldak gibi gezinmiyor, ikide bir arkasına dönmüyor; sınıfın bütününe bakıyor. Her kımıltımızın fotoğrafını çekiyor sanki. Dikkatimizi dağıtacak, yoracak bir ayrıntıya da girmiyor. Gelişigüzel kullandığımız sözcüklerin önemini, değerini kavramaya, sırlarını yakalamaya başlıyoruz. Giderek şu demir gerçeği anladık: Doğru yazmak için doğru düşünmek gerekli. Kısacası bize ormanı öğretiyor. Ama içimizde, ağaçları da sevmek, tanımak, incelemek isteğini uyandırıyor. Yanlışlıkları şakayla karşılıyor, yanlışta ısrarı bağışlamıyor ama. (Turgut Özakman)

Eski adı Ankara Erkek Lisesi olan Ankara Atatürk Lisesinde yirmi yedi yıl Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapan Fevziye Abdullah Tansel’in ders notlarını otuz yıldır gözü gibi sakladığını belirtir Turgut Özakman.

Fevziye Abdullah Tansel, Türk Tarih Kurumu kitaplığında görünen “1853-1856 Kırım Harbi’yle ilgili destanlar” adlı yapıtında Kırım Harbi’yle ilgili sekiz adet destan tespit etmiştir.

Bezmi’ye ait destandan bir bölüm;

Çekildi donanma Karadeniz’e

Bir baştan bir başa tuttu ummânı

……………………………….

Donanma arş eyledi sağa-sola

Doğrulub vardılar Sivastopol’a

Nısfı Kırım için düştüler yola

Vardı sabahleyin gördü düşmanı

1988 yılında 76 yaşında vefatından sonra kütüphanesi tasnif edilirken iki defter bulunur. 20 Ağustos 1967 tarihli notla başlayan birinci defter, 27 Ekim 1982’de ablasının vefatı ile sona erer. Bu olaydan sonra aldığı küçük notları genişleterek yazdığı ikinci defteri 31 Aralık 1985 tarihine kadar devam ettirir. Ay Dolanır Günler Geçer adıyla yayımlanır.

Günlüğünde, üç kez gittiği Bolu’daki fizik tedavi ve kaplıca hastanesini anlatır uzun uzun. Orada kalan hastalarla yaptığı sohbetlerden, civar köylere yaptığı gezintilerden, köy çocuklarıyla ilişkisinden söz eder. Günlükler aslında hastane ziyaretleriyle başlamıştır. Hocası Fuat Köprülü’nün hastalığına ilişkin endişelerini yazmıştır. Ölümü sonrası ona şöyle seslenir: “Ruhun şâd olsun, nur içinde yat; mânevî nurunla, mürşidsiz, rehbersiz kalan benim yolumu da aydınlat. Sabrın timsâli hocam; Tanrı sana nasip ettiği sabırdan bana ihsân etsin ki kuvvetimi kaybetmeyeyim, istediğin gibi çalışabileyim. Sesin kulaklarımda, ‘sabret, sabret!’ Nur içinde yat, canım hocam!”

Hocası M. Fuat Köprülü’nün çalışma biçiminden etkilenen Tansel, Türk dili, Türk edebiyatı ve Türk kültürünün çoğu konusunda araştırmalar yapmış, referans sayılabilecek yazıları yayımlanmıştır. 1929’da Balıkesir’de yayımlanan Türk Dili’nde yayımlanan şiirleriyle başlayan yazarın dikkat çeken eserleri “ Namık Kemal’in Hususi Mektupları (4 cilt)”, “Mehmed Emin Külliyatı”, “Türk İslam Edebiyatı Metinleri”, “İyi ve Doğru Yazma Usulleri” olmuştur.

Tüm arşivini, arkadaşı Uğur Derman’dan aracılığıyla İstanbul Ortaköy’deki Türk Petrol Vakfına bağışlamıştır.