6 Şubat depreminin yaşattığı büyük acının ve izleyen günlerde yaşadıklarımızın içerisinde benim için iki konu öne çıktı. İlki sivil toplumun, hele de örgütlenebilirse, halkın kendi yaşamı hakkında sosyal, siyasal, ekonomik, ahlaki açılardan nasıl etkili ve karar sahibi olabildiğidir. Her konudaki irademizi kullanabilmek, bizi temsil etmeleri için yetki verdiklerimizin yani “vekillerimizin” bu yetkiyi halkın yararına kullanmasını sağlamak/denetlemek o kadar önemli ki, bunu yapmadığımızda sıkıntılı bir hayata mahkûm olduğumuzu epeydir deneyimliyoruz. Deprem bize kelimenin tam anlamıyla “hayatta kalmamızın” bile buna bağlı olduğunu gösterdi. Hep birlikte çok büyük bir bedel ödedik ama öğrendik.

En azından ilk göstergeler öğrenmeye niyetimiz olduğunu gösteriyor. Ipsos’un 20-23 Şubat 2023 tarihlerinde yaptığı araştırmanın (1) sonuçlarına göre herhangi bir sivil toplum kuruluşuna üye olmayanların yüzde 26’sı depremden sonra bir sivil toplum kuruluşuna üye olmayı düşünür olmuş. (2)

Deprem acısının üzerine son bir haftadır yaşanan siyasi gelişmeler de eklenince içimde biriken öfkeyi kusmak üzere yıllar sonra (ve 4-5 gün için) aktif hale geldiğim sosyal medyanın, iletişim ve baskı oluşturma konularında çoğu zaman işe yarasa da örgütlü sivil toplum için ancak bir araç olabileceği bu süreçte ortaya çıktı diye düşünüyorum. Örgütlü ve etkili bir sivil toplumu oluşturmak için telefonu elden bırakmasak da kanepeden kalkmak gerektiği açık. Peki kalkıp nereye gideceğiz?
Türkiye’de sivil toplumun örgütlenmesi konusunda bir araştırma yaptığımızda karşımıza çıkan ilk ismin bir kadın olmasına da herhalde şaşırmayız hiçbirimiz; Prof.Dr.Türkan Saylan (1935-2009).

Saylan, Mayıs 2009’da bu dünyadan ayrıldığında, hepsinin de kurucuları arasında bulunduğu ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) Genel Başkanlığını, Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı Başkanlığını ve KANKEV (Kandilli Kız Lisesi Kültür ve Eğitim Vakfı) Başkanlığını sürdürmekteydi.70’li yılların ikinci yarısında genç bir tıp doktoru olarak Anadolu’da cüzzamla ilgili başlattığı toplumcu çalışmalarını zamanla eğitimi de dahil ederek sürdüren Türkan Saylan’ın ”Anadolu’nun kalkınması düşlerini paylaştığım değerli araştırmacı-iktisatçı Prof.Dr. Kenan Mortan (1951- )’ın sorularını hazırladığı “100 Soruda STÖ’ler” içerikli söyleşi kitabına ortak olmayı bir borç bildim.” diyerek deneyimlerini paylaştığı bu kitabın halk olarak yaşamsal irademizi tekrar elimize almak yolunda sivil toplumun örgütlenmesi açısından yöntemler, zorluklar ve çözümler konusunda değerli bir yol gösterici olacağını düşünüyorum. Tam da burada kitabın tamamını henüz okumadığımı ve ilk kez tamamını okumadığım bir kitapla ilgili yazı yazdığımı itiraf etmeliyim. Yazımın başında bu acılı günlerde benim için iki konunun öne çıktığını ifade etmiştim. Birincisi olan sivil toplum örgütlenmesinden bahsettim şimdiye kadar, ikincisi daha kişisel bir konu. Acı, öfke, çaresizlik duyguları içinde okumak ve yazmanın -en azından benim için- zorluğu. İşte bu yüzden kitapla ilgili söylenecekleri bu çalışkan ve cesur kadına, Türkan Saylan’a bırakıyorum. Önce onun bizi rahat kanepelerimizden kaldırabilmesi, sonra da bizim vekil seçtiklerimizi kıymetli koltuklarından kaldırabilmemiz dileğiyle.

“Türkiyemizin büyük sorunlarından biri de toplumun en yasal hakkı olarak sağlıklı ve verimli bir şekilde örgütlenebilmesidir. Adı ne olursa olsun, halkın kendilerini ilgilendiren konularda bir araya gelip doğruyu, gerçeği, bilimsel verilerin ışığında öğrenerek, belli bir disiplin içinde topluma yansıtarak kamuoyu oluşturması gerekir. Böylece, oy sayısıyla ve çok çeşitli vaatlerle iktidara gelenlerin her konuda yapacakları yanlışlık ve saptırmalar, konularında uzmanlaşmış STÖ’lerin kontrol ve direnci ile karşılaşarak ileri gidemeyeceklerini anlayacaklardır.
STÖ’lerin toplumsal gerçekleri ve sorunları saptamaları, çözümlerini üretmeleri, ister istemez hantal muhalefeti de biraz olsun harekete geçirebilecek ve memleketin sorunlarına eğilmelerine yardımcı olabilecektir.”
Ayşegül Ayman
- Araştırmanın Künyesi: Ipsos Anti Kriz Monitörü: Araştırma 18 yaş üstü İBBS 1 düzeyinde 6 Şubat depreminden etkilenen 10 il hariç diğer illerde nüfusu temsil eden 800 birey ile 20-23 ŞUBAT 2023 tarihleri arasında online anket yöntemiyle (CAWI) gerçekleştirilmiştir.
- “Toplumun %40’ı Depremin Türkiye’nin En Önemli Sorunu Olduğunu Düşünüyor.” www.ipsos.com.tr, 28.02.2023, web:10.03.2023