(d.1749/1750 -ö. 1798)
Neyya’nın Saatli Edebiyat Takvimi için Ahmet Resmi Efendi’yi çalışıp sefaretnamelere merak sarmasaydım; bu çalışma sırasında Ahmet Resmi’nin kayınbiraderi Berlin sefiri olan Ahmet Azmi Efendi’yi tanımasaydım; ve Neyya’nın Ekim ayı listesini hazırlarken ismini gördüğüm Berlin sefiri Aziz Ali Efendi’yi, Ahmet Azmi Efendi ile karıştırıp sefaretname yazımına devam etmek için listeye almasaydım; Muhayyelat’tan hiç haberim olmayacaktı.
“Muhayyelat-ı Aziz Efendi adlı eser, Tanzimat yıllarında Türk edebiyatında modern anlamda yazılan (18. Yüzyıl sonlarında) ilk Türk romanlarındandır. Eser, iç içe girmiş ve birbiriyle bağlantılı üç hayalden oluşur. Eseri benzerlerinden ayıran en mühim özellik, olayların çeşitli ülkelerde geçmiş olmasına, kahramanların değişik milletlerden seçilmesine rağmen yerli ve milli bir roman havası taşımasıdır. Muhayyelat-ı Aziz Efendi, Tanzimat roman ve hikâyelerine zemin hazırlayan eserler arasında önemli bir yere sahiptir ve dikkatle okunmalıdır.” diye yazılmış kitabın tanıtım yazısında.

Yazarının vefatından elli dört yıl sonra, Muhayyelât-ı Aziz Efendi adıyla ilk defa basılabilen kitap, çok şöhret yapmış, zamanında çok aranıp okunmuş, 1852-1873 yılları arasında beş defa basılmış. Bu yüzden Aziz Ali Efendi, diğer eserlerinden, hatta elçiliğinden çok Muhayyelât sahibi Aziz Efendi olarak tanınmış. Muhayyelât, yazarın “Hayâl” adını verdiği üç büyük hikâyeden oluşmuş. 1. Hayal’de Asıl ve Nesil adlı iki şehzadenin olağan üstü mahlûklar arasında başlarından geçen olaylar, 2. Hayal’de Lebib adlı bir bezirgânın oğlu olan Cevad’ın hikâyesi anlatılmış. 3. Hayal ise daha çok Şeyh İzzeddin adlı büyük bir mutasavvıfın çevresinde geçmiş. Hikâyeler değişik zaman ve mekânlarda geçmekle beraber büyük ölçüde XVIII. yüzyıl İstanbul’undan ve saray hayatından izler taşımış. Eser, Muhayyelât-ı Aziz Efendi adıyla Ahmet Kabaklı tarafından sadeleştirilerek yeni harflerle de yayımlanmış (İstanbul 1973). Ayrıca 2. Hayâl, İngiliz doğubilimci E. J. W. Gibb tarafından İngilizceye çevrilmiş (1884). Muhayyelat, Ahmet Mithat Efendi’den Muallim Naci’ye birçok edebiyatçıyı etkilemiş, yurt dışında ise şarkiyatçı ve Türkologların dikkatini çekmiş.
Zamanında bu kadar okunan Aziz Ali Efendi kimdi? Aslında hakkında bilinen şey çok fazla değil. Girit defterdarı Tahmisçi Mehmet Efendi’nin oğlu olarak Girit’in Kandiye kasabasında 1849 ya da 1850’de doğduğu tahmin ediliyor. Babasından kalan yüklü mirası sefahat alemlerinde tükettikten sonra İstanbul’a geliyor. Devlette ilk önce hassa silahşoru olarak görev alıyor. Sonra rütbesi yükselerek Divan-ı Hümayun görevlileri arasına giriyor. Sakız mutasarrıflığında vergi muhassıllığı, Belgrad’da iki yıl süre ile emlâk satış memuriyetliğinde bulunuyor. Gençliğindeki sefahat yaşamından sonra bir şeyhin delaleti ile nefsini islah ettiği ve ondan sonra devlete sadakatle hizmet ettiği naklediliyor.
Aziz Ali Efendi’nin elçilik dönemi padişah III. Selim devrine rastlıyor. Yenilikçi padişah, uluslararası ilişkilerin artık geçici elçiler aracılığı ile yürüyemeyeceğini fark etmiş; Londra, Paris, Viyana, Berlin’e ilk daimi elçileri göndermeye başlamıştır. Aziz Ali Efendi 1796’da ilk daimi elçi sıfatıyla Prusya’ya gönderiliyor ve Ekim 1798’deki ani vefatına kadar Berlin’de elçilik görevinde bulunuyor. Bazı kaynaklara göre 2 Ekim, bazılarına göre ise 29 Ekim 1798’de, kırk dokuz yaşında vefat ediyor ve Berlin’de defnediliyor. Kabri daha sonra ilk defnedildiği yerden alınarak 1866 yılında kurulan ve daha sonra Berlin Türk Şehitliği adını alan mezarlığa naklediliyor.
Aziz Ali Efendi’nin Muhayyelat’ı dışında da önemli eserleri bulunuyor. Yaşamı ve karakteri hakkındaki ipuçlarını eserlerinde bir miktar yakalamak mümkün. Bunlardan hurufiliğe meyilli, gizli ilimlere meraklı, Alevi-Bektaşiliğe yakın, kalender tabiatlı, hoşgörülü bir kişiliği olduğu ortaya çıkıyor.
Tasavvufla ilgili olan ve Vâridât-ı İlâhiyye adıyla da anılan Varidat adlı eserinde; bazı tasavvufla ilgili söz ve kavramların içeriklerini “Vâride” başlıklı küçük bölümlerde izah etmiş. Bu eserin yazma bir nüshası Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde olup H. Achmed Schmiede eseri Almanca’ya tercüme ederek yayımlamış. Ali Aziz Efendi aus Kreta Intuitionen des Herzens (İstanbul 1990). Bu eserinde ayrıca hangi tarikattan olduğunu belirtmediği Abanalı Kerim İbrahim Efendi adında bir şeyhe bağlandığından söz etmiş.
Küçük bir divan olan Ali Aziz Efendi’nin Divan’ı çoğu tasavvufla ilgili şiirlerden meydana gelmiş. Ayrıca 1873’te Sandık dergisinde yayımlanan “Gülşen-i Sıhhat” adlı uzun bir manzumesi de varmış.
Ali Aziz Efendi hakkında en kapsamlı çalışmayı sonradan Müslümanlığı seçen bir Alman olan H. Achmed Schmiede yapmış. Schmiede, Aziz Efendi’nin Berlin’e gelirken uğradığı Breslau şehrinde F. G. Enler tarafından bakır üzerine kazıma tekniğiyle çizilmiş ve sonradan renklendirilmiş bir resmini bularak yayımlamış.
Ali Aziz Efendi’nin Berlin Sefaretnamesi gene H. Achmed Schmiede tarafından derlenmiş. Eser elçimizin Belgrad, Prusya ve Berlin’de geçen yıllarını anlatan küçük bir eseri olup Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı tarafından yayımlanmış. Burada kitabın tanıtımı için yazılanları alıntılayarak bir teşekkür de H. Achmed Schmiede’ye gönderelim.
“Bu kitap gerçek bir ilim adamının sabırlı ve uzun süren araştırmalarının sonucunda meydana gelmiştir. Gün yüzüne çıkardığı gerçeklerden dolayı Türk siyaset adamları, Türk edebiyat tarihçileri ve Türk sosyal bilimcileri ve kendi geçmişini merak eden her Türk aydını H. Ahmed Schmiede’ye şükran borçludur.”

Ali Aziz Efendi Berlin’e Haziran 1797 başlarında ulaşmış. Maiyetinde, sır-kâtibi olarak görev yapan oğlu ve iki tercüman da bulunmaktaymış. Ali Aziz, büyükelçi olarak atanmasına karşın onun orta elçi olarak atandığını düşünen Prusya dışişleri tarafından protokol gereği ne Prusya sınırında ne de Berlin’e girişinde karşılanmamış. Durumun anlaşılmasından sonra 15 Haziran’da Ali Aziz güven mektubunu, beraberinde getirdiği hediyeleri II. Friedrich William’e sunarak görevine resmen başlamış. Ali Aziz’i diğer daimi elçilerden ayıran en temel özellik, büyükelçilik dönemini siyasi faaliyetlerden çok edebi ve akademik faaliyetlerle geçirmesiymiş. Berlin’de bulunduğu sırada Prusya’nın eski İstanbul Büyükelçisi ve aynı zamanda büyük bir şarkiyatçı olan Von Diez’le yazışmalar yaparak Doğu Edebiyatı hakkında fikir alış verişinde bulunmuş.
Aziz Ali Efendi’yi vefatının 202. Yılında saygı ile anıyoruz.
Asil Şenol Topçu
Kaynakça:
-TDV İslam Ansiklopedisi
-teis.yesevi.edu.tr
-wikipedia.org
-dergipark.org
-kitapyurdu.com
-Giritli Ali Aziz Efendi’nin Berlin Sefaretnamesi – Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları
-Osmanlı Diplomasisi- Anadolu Üniversitesi-Açıköğretim Fakültesi-Tarih Bölümü-Ders kitabı
-Muhayyelat-ı Aziz Efendi – Ali Aziz Efendi – Akçağ Yayınları